top of page

Zihninden Kaç Ve Ona Sığın

11/07/2023


Bugün Serendipity ile buluştuk. Son günlerde çok kötü hissettiğim için zihnimden kaçmam gerekiyordu. Ancak o zaman toparlayabilirdim kendimi.


Dün buluşmayla alakalı detayları konuşurken beni gördüğünde kollarını açıp beklemesini istedim. Aklımdan ona koşup sıkıca sarılmak geçiyordu. Zihnimden kaçıp onun kollarına sığınmak...


Gece doğru düzgün uyuyamadım bu yüzden. Ona sarılacağım anı düşündükçe geriliyordum. Rahat hissedebilecek miydim? Gergin mi olacaktım? Kalp çarpıntım canıma okuyacak mıydı? Koşmaya yeltendiğimde çiviyle çakılmış gibi olduğum yerde mi kalacaktım? Belkide hiçbir şey yapamayacaktım. Bunları düşünmekten uyuyamadım işte.


İşlerim olduğu için çarşıya erken bir saatte gidip işlerimi hallettim. İşlerimi tam bitirmiş çarşıda tur atarken geldiğini haber verdi. Buluşma noktasındaydı, zaman geçirmek için girdiğim mağazadan çıkıp kısaca etrafa baktım ve onu gördüm. Zihnim "Kollarını açmaz umarım, açarsa nasıl sarılacaksın?" demeye başladı. Çenesini kapatması söyleyip başımı önüme eğdim ve telefonumu cebime koydum. Kollarını açtığını görmezse çenesi kapanırdı belki.


Düşündüğüm gibi olmadı. Başımı kaldırdığımda önce gülümseyişini ve ardından kollarını kaldırdığını gördüm. Kalp çarpıntım olmamıştı, zihnim susmuştu. Sarılabilecek miydim? Gülümseyip derin bir nefes aldım ve Serendipity'ye doğru koşmaya başladım. Ben.. koşuyor muydum? Olduğum yerde değil miydim? Peki ya kalbim? Deli gibi atmayacak mıydı? Bunları düşünürken bedenine çarpmıştım.


Kollarımı sıkıca boynuna doladım. Ne kalp çarpıntısı vardı ne de zihnim avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Gergin hissetmeyi geç bedenim bile titrememişti. Gözlerimi kapatıp sarılmanın verdiği hissi tatmaya başladım. Boş zihnimdeki sessizliği dinlerken saçlarımda hafifçe hareket eden eli hissettim. Serendipity saçlarımı okşuyordu. O an ağlamak istedim.


Saçlarımın okşanması en sevdiğim şeydi. Teması sevmesem bile bunu seviyordum. Kimse bunu yapmadığı için bazen kendi kendime saçımı okşuyordum ve bunu genelde ağlarken yapıyordum. Şimdi zihnimden kaçmış ona sığınırken o saçlarımı okşuyordu. O an dışarıda değilde evde kucağına oturmuş sarılıyor olmayı diledim. Yaşadığım tüm boktan olaylardan sonra en ufak bir titreme bile olmadan sarılabildiğim ilk kişiydi.


Havanın sıcaklığını bahane edip geri çekildim çünkü bir bahane bulmasaydım muhtemelen sarılmayı bırakmayacaktım. Kendimi bu bahaneye inandırarak kandırmış oldum. Kendi kendini kandıran ilk kişiyim sanırım. "Başka zaman devam ederiz." dedim. Belki o zamanın uzun bir süre gelmeyeceğini düşündü o an bilmiyorum ama bir sonraki görüşmemizde gerçekten çok daha uzun süre sarılmayı istiyorum.


Belkide ben temastan nefret etmiyorumdur? Güvendiğim kimse olmadığı için temastan nefret ettiğimi düşünüyor olabilirdim. Bedenimin dokunuşlarına güvendiği tek kişi Serendipitydir belki. Siktir, bunları yazarken ağlayacağımı hiç düşünmemiştim.


Duygularımı itiraf ettiğim gün gittiğimiz kafeye gidip kahvaltı yaptık. Tabi ben sıcaktan tostumu bitiremedim. Normalde silip süpürür üstüne yetmedi bu diyip bir tane daha söylerdim. Kahvaltıdan sonra üstüme baya ağırlık çöktü. Gerçi ne zaman buluşsak onun yanında uykum geliyordu. Son 3 yıldır uyku problemim olduğunun farkındaydım ve sanırım Serendipity'nin verdiği güven yanında uyuyabilirmişim gibi hissettirdiği için sürekli uykum geliyordu. Uyku problemimin sebebi ne mi? Geceleri sürekli kabus görüyorum ve çoğunu uyanınca hatırlamadığım halde korkumdan uyuyamıyorum.


Normalde size tüm günü detaylı anlatacaktım ama tam şuan vazgeçtim. Son 2 yazım yeterince içimizi sıktı. Şimdi kalbimin ne kadar iyi hissettiğini okuma zamanı. Devam ediyorum öyleyse.


Oturduğum yerde uyuklamaya çalıştım ama çok rahatsız hissettim. Bir türlü rahat bir pozisyon yakalayamıyordum. O an yanına gelmemi söyledi. Birkaç denemeden sonra pes edip yanına oturdum ve başımı duvara yasladım. İşte şimdi daha çok uykum gelmişti. Kafede olmasaydık gerçekten ona sarılıp uyurdum yüksek ihtimalle. Darbeler almış ruhum ve kabuk tutan yaralarından kanayan kalbim onun yanında çok daha iyi hissediyordu. Bunu iliklerime kadar hissedebiliyordum. Dağılan parçalarımı toplamaya çalışırken elime battığını söylemiştim önceki yazımda, hatırlıyor musunuz? Onun yanındayken o parçalar acıtamadı canımı. Her sustuğumuz anda topladım parçalarımı ellerimle. Ne canım yandı ne parçalar elime batıp kanattı.


Birkaç tane video ve fotoğraf çektik. Çektiğimiz fotoğraflardan birisi şuan kilit ekranımın duvar kağıdı. Her baktığımda tebessüm ediyorum. Boş boş konuştuk ama genelde sustuk. Her zaman olduğu gibi. Sanki onunlayken konuşmaya ihtiyacım yokmuş gibiydi.


Aklıma piknik yaptığımız gün geldi. O güne ait yazımı okuduğunda "Biliyor musun, ben de aynı şeyi düşünmüştüm. Birbirimize sorsak mı diye. Sonra vazgeçtim." demişti. Bunu duyunca biraz kafayı yemiş olabilirim. Biraz, gerçekten sadece birazcık. Sonra "Neyse sonraki görüşmemizde sorarız." demişti. Şuan yapsak mı diye bir düşündüm. Birkaç kez hatta. Ama o an sorular sorup cevaplarsak aklımda tutamayacak kadar uykum olduğundan vazgeçtim.


Bugün yine ona doğru koşmuştum. Tek fark bu sefer gerçekten onun kollarına sığınmış olmamdı ve ben tüm gün sırf bu yüzden durduk yere gülümseyip etrafı izliyordum.

Son Yazılar

Hepsini Gör
Benim Tatlı Uyuşturucum

03/07/2023 Bu günümü Serendipity için ayırdım. Uzun uzun vakit geçiremediğimizi söylediği için tüm gün yanında oldum. Doğruyu söylemek...

 
 
 
Bir Dilek Tut

28.06.2023 Geçen gün eski yazılarımı okurken birkaç şey fark ettim. Hayatım yalnızca birkaç ay içinde çok değişmiş. Fark ettiğimde...

 
 
 
İtiraf

23.06.2023 Dün geçirdiğim anksiyete atağı sonucu bu sabah hiçbir şey hatırlamıyordum. Kursa gitmek için hazırlandığım sırada alarm çaldı...

 
 
 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

© 2024 by Mezardaki Çiçek and secured by Wix

  • Tumblr
  • Pinterest
  • Spotify
  • Instagram
bottom of page