Zihne 14 Dakikalık Mola
- Mezardaki Çiçek
- 27 Ara 2024
- 4 dakikada okunur
16/11/2023
En son size Onsrayla olan telefon konuşmamızdan bahsetmiştim. Her zamanki gibi yine bir telefon konuşmasından bahsedeceğim ama önce son yazımdan itibaren bu güne kadar olanları anlatacağım.
Son yazımı ve diğer yazılarımı ss alıp ona atmıştım. Hepsini tek seferde okudu. Düşüncelerini yazacağını hiç tahmin etmemiştim. Bir paragraflık mesaj gönderdi bana. "Şu hayatta ben bu yazıları en sevdiğim insandan bile görmedim, bir gece konuşmanın bu kadar anlam yaratacağını ve bu konuşmanın hepsini %100 hatırlaman... Vay be. Senle şu sıralarda konuşabiliriz, bir ilişki halinde olmaya gerek yok, konuştuğumda iyi geliyorsun hiçbir insan bana böyle vakit ayırıp kitap yazar gibi yazı yazmamıştı benim hakkımda, çok değerli bir kızsın. Ama geçen de söylediğim gibi şuan benim kendi gücümü toplamam lazım yavrum, sana güvenmediğimde değil ama daha güç bi hale geliyor. Her zaman arkadaşınım ve her zaman buradayım bunu bil."
Mesajı okuduğumda yüzümde bir gülümseme oluştu ve ona cevap yazdım. "Hepsini biliyorum ve zaten sana söyledim, önce senin kendini toplaman gerekiyor. Çevremdekilere de söyledim. Evet anlayabiliyorum hepsini, şu hayatta ciddi anlamda yüzümü her zaman güldürebilen bir tek sen olduğundan fazla heyecan yaptılar ama benim için şuan senin kendini toplaman çok daha önemli. 6 sene önce de senin için böyle yazılar yazardım günlüğüme. Her zaman değerliydin. Benimle konuşmanın sana ne kadar iyi geldiğini fark ettiğimde zaten araya zaman soktuğum için kendime kızdım. Bundan sonra daha sık yazmaya çalışacağım. Sen iyi hisset ben başka bir şey istemem. Duygularımı bastırmakta zorlanmaya başlasam bile önemli değil, senin iyi hissetmen şuan her şeyden daha önemli. Bana ilk kendini açtığın gün söylediğin gibi ne zaman istersen ve birine ihtiyaç duyarsan burdayım."
"Teşekkür ederim her şey için canım benim. Benim gerçekten şu zamanda dediğim şeyler dışında senin de güzel bi arkadaşa ihtiyacın var." dedi. İhtiyacım olan şeyin farkında olması güzel hissettirdi. Onsra her zaman benim için aşık olduğum insandan daha fazlasıydı. Bu yüzden ona minnettarım zaten. Bu mesajlaşmalardan sonra havadan sudan muhabbet ettik. Ben hikayelerime arada sırada onun için bir şeyler attım. Söz verdiğim gibi ondan çok uzaklaşmadığımı gösterdim. Bir kez daha o şekilde kötü hissetmesine sebep olmak istemiyordum.
Dün gece yakın bir arkadaşımla konuşuyordum. Son günlerde iyi değildim ve aklımı kurcalayan çok fazla şey vardı. "Onsra'ya neden yazmıyorsun? Biraz konuşsanız iyi hissediyorsun zaten. Hem canın sıkılınca bana yazabilirsin dememiş miydi?" dedi. Haklıydı ama yapamazdım. "Ya zaten kendince bir ton sıkıntısı var bir de benimle mi uğraşacak? Boşver, yok yere kimsenin canını sıkmak istemiyorum. Hem ona yazsam ne diyeceğim ki?" dedim. Harbiden ne diyecektim ki? Ben bile bırak sesli şekilde dile getirmeyi günlüğüme bile yazmak istemiyordum düşündüklerimi. Bu yüzden gerek yoktu rahatsız etmeye.
Sabah 9 gibi uyandım. Boş boş tavanı izleyip yine düşüncelere dalmıştım. Tam o an bildirim sesini duydum. Ablamdır diye önemsemedim, uyandın mı diye yazmışsa gelip bakar diye düşünmüştüm. Dün gece bizde kalmışlardı, her neyse. Ablamın sesi soluğu çıkmayınca kaşlarımı çatıp telefonu elime aldım ve Onsra'dan mesaj geldiğini gördüm. Ne yaptığımı soruyordu. "Tavanı izliyorum. Düşüncelere dalmak için güzel bir tavan. Ya sen?" diyerek izlediğim tavanı çekip attım. "Oturuyorum, uyumadan önce son 5 dakikam var." dedi. Car car konuşup uykusundan etmek istemedim ve "Çok yorulmuşsundur. Güzelce dinlen, tamam mı?" yazdım ve cevap vermeden beni görüntülü aradı. Yanlışlıkla bastı sandım ama ısrarla çalmaya devam edince ciddi olduğunu anladım. Yeni uyanmıştım ve saçım başım dağınıktı ama umursamadan telefonu açtım. Tatlı gülümsemesi vardı yüzünde.
Ona dair en sevdiğim detayı gülümsediğinde oluşan minik gamzeleri. Belki farkında bile değil ama gerçekten o minik gamzeler bu hayatta görmeyi en sevdiğim şeydi. Uyku arkadaşım Dodoyla tanıştırdım onu. Son günlerde kafam çok dolu olduğundan onunla uyuyordum. Neler düşündüğümü sordu. Çok fazla şey düşündüğümü söyledim. "Beni mi düşünüyorsun?" dedi ve güldü. İlk hayır dedim ama mantıken düşündüğüm şeyler arasında o da vardı. Gülüp "Ya sende varsın tabi de.. başka şeyler de var." dedim. Anlatmamı istedi. Çok fazla şey olduğunu ve vaktinin yetmeyeceğini söyledim. Dinlemekte ısrarcıydı ama boşvermesini söyledim. Havadan sudan muhabbet ettik öyle. Yaşadığım şehirde havanın nasıl olduğunu sordu. Etrafı gösterdim, hava yağmurluydu. Benden sonra o kendi kapısının önünü gösterdi. "Vay be manzaran güzelmiş. Benimki gece kondu mahallesine bakıyor." diyip güldüm ve o da gülmeye başladı. Daha sonra bir arabayı gösterdi. "İlgi alanım değil ama güzelmiş." dedim. "Senin ilgi alanın ne ki?" dedi. O an bir afalladım. Cidden öyle araba gibi şeyler hiç ilgimi çekmezdi. "Şuan bir sanat dükkanında olsan, böyle sanat malzemeleri falan olsaydı seni 6 saat dolaştırırdım orada." dedim ve güldü.
İşsiz kaldığını söyledi. Sadece hafta sonları çalışıyormuş. Aklında bazı şeyler varmış. Kimseye söylemiyormuş gözü kalır diye ama bana söyledi çünkü gözümün kalacağını sanmıyormuş. Sanatla alakalı bir işe girişecekmiş. Sanatçı olduğum için gözümün kalmayacak olması çok doğaldı. Düşüncelerini ve neler yapacağını anlattı. Bende ona biraz tavsiye verdim. Gerekirse yardımcı olabileceğimi söyledim. Müzikle veya şuan ki düşündüğü sanatla ilgili bir iş yapmak istediğini söyledi. Açıkçası Onsra'nın sanatla ilgileneceğini pek düşünmüyordum ve bunları duymak güzel bir histi. Sanat insanın ruhuna iyi gelen bir şeydi çünkü. Bu işin ruhundaki yaraları yavaş yavaş kapatacağını düşünüyorum. Bir ara kilosunu tahmin etmemi istedi. "Bu konularda kötü olduğumu biliyorsun." dedim. Tahmin etmemde ısrarcıydı. "Önce boyunu öğrenmem lazım ki tutarlı bir şey söyleyeyim." dedim. Boyu 181 cm, tahminim 80 civarıydı ve doğru bir tahmin yapmıştım. Şaşırtıcı, yine bilemem diye düşünüyordum. Bir süre daha konuştuktan sonra uyuyacağını söyledi ve bana günaydın dedi. Bende ona iyi geceler dedim ve telefonu kapattık.
Hissetmiş miydi bilmiyorum ama gerçekten onunla konuşmak iyi geldi. 14 dakika konuşmak bile kendimi iyi hissettirdi. Her konuşmamızda kendisini geliştirdiğini görmek çok güzel bir şey. Gittikçe yeni şeyler deniyor ve kendini geliştiriyor. Ruhen iyiye gittiğini de görebiliyorum. Onun adına mutluyum, umarım çok daha iyi olur ve yapmayı planladığı şeyleri yapabilir. İyi enerjilerime ihtiyaç duyduğunu söylemişti konuşurken. Bunu tek başıma yapabilirim ama sizin de yardımınızı istiyorum. Fırsat buldukça Onsra için iyi enerjiler gönderelim. Birlikte iyileştiğimiz bu ortamda birinin hayatına enerjilerimizle dokunsak çok güzel olmaz mı?
Bình luận