top of page

Küçük İtiraflar

30/10/2023


Geçen gece bir ağlama krizinin tam ortasındaydım. Birini arayıp konuşmaya ihtiyacım vardı fakat kimse telefonlarıma cevap vermedi. Çok dolmuştum ve birine çok ihtiyacım vardı. Kime anlatabilirim diye çok düşündüm ve aklıma Onsra geldi.


Ona ses kayıtları attım ve göreceğine dair bir umudum yoktu. Son günlerde attığım hikayeleri görmediğinden hesabına girmediğini düşünmüştüm. Sabah uyandığımda görmemiş olursa mesajları silecektim ve ne şanstır ki mesajlarımı görmüştü. Cevap olarak ise şunları yazdı: ''Benim anlamadığım muhabbet şu; bana yazıyorsun, aradan 2-3 hafta geçiyor. Hiçbir yerde görmüyorum, yazmıyorsun ve hayat devam ediyor. Ondan sonra tekrar yazıyorsun. His değişikliklerin biraz hızlı git gelli mi yoksa ne?''


Okuduklarımdan gram bir şey anlamadım. Bir konu hakkında hesap sorduğu belliydi ama ne konuda hesap sorduğundan emin değildim. Bir şeyleri açıklamaya çalıştım ama neyi açıklamaya çalıştığımı ben bile bilmiyordum. Bunun böyle olmayacağına karar verdim ve müsait olduğunda bunu konuşmayı teklif ettim. Böylelikle bu güne ait yazacak bir konum olmuş oldu.


Sabah Onsrayla konuşmak için erken kalktım ve uyandığımı belli etmek adına mesaj attım. Yaklaşık 1 saat aramasını bekledim. Beklerken günlüğüme yazı yazıyordum ve o esnada telefonum çaldı. Derin bir nefes alıp telefonu açtım. Alışık olduğum o ses her zamanki gibi yine iyi hissetmemi sağlamıştı. Çok yorgun olmasına rağmen benimle konuşabilmek için uyumayı reddetmişti. Size saat farkımızı yazdığımda ne demek istediğimi daha net anlarsınız. Bizde saat 08:15 iken orada saat 02:15'ti.


Kısaca detaya girmeden ağlama sebebimden bahsettim. Çok dolduğumu ve birine ihtiyaç duyduğumu söyledim. Görmeseydi hepsini sileceğimi de ekledim. Daha sonra mesajlarda bana ne demek istediğini anlamadığımı belirterek açıklamasını istedim.


''Öncedende konuşmamızın ardından araya zaman giriyordu ama sen yine de benim görebileceğim, benim görmem için bir şeyler paylaşıyordun hikayende. Son konuşmamızdan sonra hiç öyle şeyler paylaşmadın. Sonra aniden bana mesaj attın. Bahsetmek istediğim buydu.'' dedi. Gözlerimi kapatıp buruk bir tebessümle konuştum. ''Sen görmedin çünkü ben senden gizledim. Yani aslında sana yönelik bir şeyler yaptım ve bunu görmene engel oldum.'' dedim. Haliyle bunların ne olduğunu sordu. Ona sizden ve buradan bahsettim. Onun için yazdığım yazılardan ve onun için çevirdiğim şarkıdan bahsettim. Neden sık sık mesaj atmak yerine araya zaman soktuğumdan da bahsettim.


''Açıkçası sürekli yazıp seni rahatsız etmek istemiyorum. Orada yoğun bir programın var ve kendine bile zar zor vakit ayırabiliyorsun. Böyle bir durumda senin vaktini almak istemiyorum.'' dedim. Onu rahatsız etmediğimi söyledi. Ayrıca ''Bu kadar ince düşünceli olduğun için teşekkür ederim. Daha önce kimse beni böyle düşünmemişti.'' dedi. Tebessüm ettim ve ''Ben düşünürüm.'' dedim. Aslında bu cümlemin altında saklı çok fazla anlam var. Sizce anlamış mıdır?


Sonra aniden ona karşı dürüst olmak istedim. Onsra'dan kolay kolay bir şeyler saklayan biri olmadığımdan sanırım... ya da duygularım söz konusuysa ona her zaman dürüst olduğumdan.. bilmiyorum. ''Onsra, sana karşı dürüst olayım mı? Şuan dürüst olmazsam hiçbir zaman dürüst olamam.'' dedim. Beni dinlemeye başladığında derin bir nefes alıp yutkundum ve konuşmaya başladım.


''Sana yazmama sebebim o, evet ama başka bir sebep daha var. Asıl mesele şu ki seninle konuşurken kendimi tutmam, dizginlemem lazım.'' dedim ve haliyle nedenini sordu. ''Çünkü biz ne zaman konuşmaya başlasak içimde saklı kalan tüm duygular gün yüzüne çıkıyor. Araya zaman koymazsam bu tekrar olucak ve ben bunun olmasını istemiyorum. Seni sevmeye başladığımda neler olduğunu hepimiz biliyoruz, psikopat gibi her an yazıyorum ve cevap bekliyorum. Bu durumda seni sıkmış olurum ve dediğim gibi zaten yoğun bir hayatın varken benim aptal duygularımla uğraşmanı istemem. Bu şeylerin tekrar yaşanmasını istemiyorum.'' dedim. Aslında ben onu sevmekten de korkuyorum. Geçmişte bazı söylenen cümlelere çok bağlı kalıp bir şeyler beklemiştim ve olmayınca canım çok yanmıştı. Tekrar üzülmekten korkuyorum ki son 2 yılımı düşünürsek yüzüm hiç gülmedi.


''Duygularını önemsemiyormuşum gibi görünmek istemem ama bu konudaki fikrimi biliyorsun.'' dedi. Zaten bu yüzden kendimi geri çekiyordum ya. ''Biz hiç görüşmedik. Anılarımız yok yani var ama bunların hepsi yazışmalardan ibaret.'' dedi. Haklıydı, anılarımız yazışmalardan ibaretti. ''Biz hiçbir zaman önümüze çıkan fırsatları değerlendiremedik. Yine söylüyorum, bence ve çevremdekilere göre birbirimiz için doğru kişiyiz ama hep yanlış zamanlara denk geldik.'' dedim. Türkiye'ye geldiğinde benimle mutlaka görüşeceğini söyledi. Hatta ''Yemin ederim kapına özel jetle bile gelirim seni görmek için.'' dedi. İnanmış gibi yaptım ama inanmadım. Daha önce de beni görmek istediğini söylüyordu ama bir sonuç yoktu. Bu yüzden gerçekten onu görene kadar buna inanmamakta ısrarcıyım. Tekrar kırılmak istemiyorum.


Bu arada konuşmalarımızı tamamen sırasıyla anlatmıyorum çünkü çok şey konuşsakta bir şekilde önceki konuya tekrar dönüyorduk. Ben birbiriyle bağlantılı olan konuşmaları sıraya koyuyorum sadece. Her neyse, devam edeyim. Oradaki hayatından bahsetti biraz. Kuzeninde kalsa bile rahat edemediğini söyledi. Düşmandan farkları yokmuş ve her günü çok gergin geçiyormuş. Üstüne iş stresi de var tabi. Annesine de bir şey belli etmiyormuş. Zaten kimseye bir şey belli eden birisi değil. ''Bir sana anlattım işte ilk kez, sen de biliyorsun. Zamanında bana bir şeyler anlattığın için ben de sana bir şeyler anlatmak istedim.'' dedi. Bu cidden özel hissettirdi. Bana anlatabiliyor olması çok güzel hissettiriyor. ''Bu kadar stresli günler geçirirken biri gelip olumsuz şeyler söylerse tabi ki rahatsız olurum. İyi şeyler duymaya ihtiyacım var ve biri iyi ve olumlu şeyler söylüyorsa bundan rahatsız olmam. Daha önce söylediğim gibi bana beklediğim desteği gösteren birisi yok. Rahatsız edeceğini düşünme bu yüzden.'' dedi. Yani beklediği desteği benden mi görüyordu? ''Yani benimle konuşmak sana iyi geliyor, doğru mu anladım?'' dedim ve ''Evet, iyi hissettiriyor.'' dedi.


Bir süre ailesinden ve nasıl yetiştirildiğinden bahsetti. Arkadaşlarından ve en ihtiyaç duyduğu zamanda onu fark etmeyişlerinden... ''Ben gözlerinin içine baksam anında nasıl olduğunu anlardım ama onlar beni o dönem anlayamadı. Yanımda olması gerekenler yanımda değildi.'' dedi. ''Ben olsam fark ederdim.'' dedim ve ''Evet, bundan bahsediyorum işte. Yanımda olması gereken insanlar yanımda değildi. Bir de şunu anladım, iyi yetiştirilmiş çocuklara göre değilmiş sokak. Orası çok bambaşka bir dünya.'' dedi. O an gerçekten çok üzüldüm. Onu dinledikçe birbirimize ne kadar benzediğimizi daha net anladım. Onu dinlerken cidden sımsıkı sarılmak istedim. Sarılmaya ihtiyacı varmış gibi geldi. Sarılırsam ruhunda açılmış yaraları da sarmış olur muydum?


Zamanın ne kadar hızlı geçtiğinden bahsetti. ''Facebook zamanlarım en stressiz zamanlarımdı. Senin kedili mi köpekli mi ne bir profil fotoğrafın vardı. O dönem tek derdim sizle konuşmaktı. Facebookta sağdan chat aç; Lara, Paulo, sen ve ben, arkada farm ville açık...'' dedi. Sesinden o zamanları ne kadar özlediğini anlayabiliyordum. Gülümseyip ''Güzel zamanlardı. Şeyi çok net hatırlıyorum; sen çok çekingen olduğun için ne fotoğraf ne video atardın, Paulo en son dayanamayıp zorla fotoğrafını ve videonu çekip atmıştı.'' dedim. Hatırladığını söyledi, bende hatırladığım tüm detayları sıraladım. ''Vay be, o zamanlara dönemez miyiz?'' dedi. Dönmeyi isterdim açıkçası... ''Larayla görüşüyor musunuz hâlâ?'' dedi ve ''Ay tövbe. Şeytan görsün onun yüzünü, görüşmüyoruz.'' dedim ve sebebini sordu. ''Hatırlamıyor musun? Biz onun yüzünden ayrıldık seninle.'' dedim ve olayı anlattım. Saçmaydı ama çocuktuk işte, sadece güldük bu olaya.


Bu arada laf arası benden 1 yaş küçük olduğunu öğrendim. Yaşadığım şokun etkisiyle bunun nasıl mümkün olduğunu sorguladım. "Bana tanıştığımızda yaşıt olduğumuzu söylemiştin." dedim. "Çocukluk aklı işte, o zamanlar hep yaşımı büyük söylerdim." dedi. "Tamam o çocukluk aklıydı diyelim. Motor cezası yediğinde bana faturayı atmıştın. Doğum yılını gördüğümde benden küçük müsün diye sorduğumda atar gider yapıp sana bir şey kanıtlamak zorunda değilim demiştin." dedim. Gülmeye başladı. Ya tepkilerime güldü ya da yaptıklarına güldü emin değilim ama yüz ifademi görseydi konuşamayacak kadar çok güleceğine adım kadar emindim. Şaşkınlık içinde bir açıklama bekliyordum sadece. "Yapmışım işte, sorgulamamak lazım." dedi. "Ulan bende öyle çıkıştın diye herhalde dedim kimliğine yanlış yazdılar." dedim ve daha çok gülmeye başladı. Böyle düşündüğüm için güldüğü besbelliydi. Yaşadığım şoku saatler sonra anca atabilmiştim.


Telefonu kapamadan önce yine bana ''İyi geceler.'' dedi. ''Sana iyi geceler.'' diyip güldüm ve telefonu kapattıktan sonra onun için çevirdiğim şarkıyı ve yazdığım yazıları attım. Bu yazıyı da ona atacağım. Okuduğunda bir şey hisseder mi ve hissederse ne hisseder merak ediyorum aslında. Her neyse, böyle tatlı bir konuşmaydı işte.

Son Yazılar

Hepsini Gör
En Güzel Sabah

28/09/2023 Birkaç gün önce Onsra'ya mesaj atmıştım. Tam 3 paragraflık bir mesajdı. Bazı şeylerin farkına varmıştım ve bunu onunla...

 
 
 
Onsra #2

03/08/2023 TW: Kendine zarar verme Size kısaca Onsra'dan bahsetmiştim. Bugün bir şeyler oldu onun hakkında. Elim kolum bağlı. Ne...

 
 
 
Onsra

Mart 2023 Bu sefer hoşlandığım bir kızdan değil erkekten bahsedeceğim. Muhtemelen size bahsedeceğim ilk ve son erkek olacak. Başlıkta...

 
 
 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

© 2024 by Mezardaki Çiçek and secured by Wix

  • Tumblr
  • Pinterest
  • Spotify
  • Instagram
bottom of page