Sonun Başlangıcı
- Mezardaki Çiçek
- 27 Ara 2024
- 4 dakikada okunur
31/12/2023
Son zamanlarda hiç iyi hissetmiyorum. Birkaç gün önce öğrendiğim gerçeğin şoku mu devam ediyor yoksa şoku atlatıp gerçeklerle yüzleşmek mi beni bu hale soktu bilmiyorum. Yılın en sevdiğim gününü bile hiç sevmeyerek kutladım.
Aralık ayı sizinde bildiğiniz gibi en sevdiğim aydır ve yılbaşı gününü çok severim. Bir dönem biter ve yenisi başlar. Benim gözümde her yılın sonu insanlar ölür ve her yılın başı yeniden doğar. Bu yüzden zaman geçtikçe eski yıllara dair şeyleri unutmaya başlarız. Hatırladığımız şeyler ise önceki hayatımızın anılarıdır. Nedense böyle düşünmek kendimi iyi hissettiriyor. Değişik bir bakış açım var farkındayım. Zaten siz de beni hayata karamsar bakarken bile bir güzellik katabildiğim için sevmiyor musunuz?
İki gün önce resim kursuna gitmiştim. Çizgi antrenmanı yaparken düz çizmem gereken çizgiler yamuk yumuk gidiyordu ki ben çizgi antrenmanında olabildiğince düz çizgiler atan biriyim. Kafamın içinde bir önceki gün duyduğum şeyler dönüp dururken elimde tuttuğum kalem sanki o cümlelerle birlikte dans ediyordu. Ne kadar istesemde yapamadım. Hızla lavaboya gidip kendimi tuvalete kitledim ve bir saat klozetin tepesinde oturdum. Atak geçirmenin başlangıç seviyesindeydim ve kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Birine ihtiyacım vardı. Telefonumu çıkarıp rehberimi taradım ve isimlere bakmaya başladım. Herkes meşguldü ve elim istemsiz Satürn'ün numarasına gitti. Aradım biliyor musunuz? Açılmayacağını bildiğim halde aradım onu. Çaresizlik içinde kıvranırken yine yalnızca onu istedim.
O günün ortalarında Zemheri ile konuşmaya başladım ve akşama kadar telefonu hiç kapatmadan benimle ilgilendi. Kafamı dağıtmamda çok yardımcı olduğu için minnettarım. Bugün ise hiçbir şey planladığım gibi gitmedi. Çocukluk hayalimi canlandırmam için gereken her şey vardı ama bana alan sağlanmamıştı. İçimdeki çocuğa duyduklarını unutturma şansı ellerimin arasından kayıp gitti. Haliyle yine hıçkıra hıçkıra ağlarken uyumuştu içimde. Bana ilk kez güvenmek istemişti. Ben onu 16 yaşında öldürmüş bir katildim çünkü onun gözünde. Yosun olabilmek için onu sonsuzluğa göndermiştim.
Çocukluk hayalimin -yılbaşı akşamı için- listesini yazayım:
Boyumdan büyük yılbaşı ağacı
Ağacın altını dolduracak ve hepsi benim olacak büyüklü küçüklü hediyeler
Kahve içmek (o zamanlar nescafe içmeme izin verilmezdi)
Yılbaşı şapkası takmak (benim kafama olabilecek şapka hiç bulamazdık)
En sevdiğim şeylerden birini izlemek
Kurabiye adam kurabiyesi yemek
Akşam planımın bozulacağından habersiz çocukluk hayalimi gerçekleştirmek üzere dışarı çıktım. İlk önce eski resim kursumdan arkadaşımla buluştum. Kahve içmek için starbucksa girdiğimizde şans eseri kurabiye adam kurabiyesiyle dolu bir paket gördüm. Kendimi o an şanslı hissettim. Bir paket kurabiyeden aldım. Eve dönerken bulabildiğim en büyük ağacı aldım. 150 cmlik bir ağaçtı ve benim boyuma göre kısa kalsa da çocukken hayal ettiğim uzunluktaki bir ağaçtı. Ağaca yetecek kadar süs aldım.
Evde ağacı süsledim. Renkli toplar; şekerleme, ağaç, noel babave eldiven şeklinde süsler ve zillerin olduğu altın renkte bir zincir taktım. En tepeye ise büyük sarı bir yıldız koydum. Annem son zamanlarda kötü olduğumu bildiği için bu kadar masraf yapmama izin vermişti ve ağacım için iki farklı led ışık almıştı. Birinin ledleri kar tanesi ötekinin ise yıldız şeklindeydi. Hangini beğenirsem onu kullanırım diye almış ve ben karar veremediğim için ikisini de kullandım.
Bu yıl gerçekten çok fazla hediye aldım. Zemheri hesabıma para gönderip tüm çarşıda dolaştırarak hediye seçmişti. Büyük yosun yeşili hediye kutusu, deniz kızlı; ışıklı, müzikli ve kendi kendine kar tanelerini pompalayan bir kar küresi, deri kapaklı ve kahverengi sayfalı çizim defteri, 2 kutu kinder joy, kurabiye adam peluş oyuncak ve ışıklı, kulakları hareket eden hello kittyli şapka aldırdı. Eski kurstan arkadaşım yaprak uçlu kolye ve yıldızlı küpe almış. Öğrencilerimden biri "incinmişsin dedi" yazılı kupa ve içinde pamuk kalp olan ışıklı bir küre almış. Annem ise bu kürenin satürn halini aldı. Satürn... Annem bu güne kadar flört ettiğim her kızı bildiği halde hâlâ içlerinden sadece Satürn'ü çok güzel buluyor. Satürn'ün anlamını bildiği için ise bu küreyi almak istemiş. Tek problem şu ki aynını birkaç yıl önce bana Papatya almıştı. Annemdeki şans işte :) Ah bir de "İnsanlığımı Yitirirken" adlı kitabı aldı. Kendime en sevdiğim yazarın yıllardır aradığım "Kayıp Yüzyılın Prensesi" adlı kitabı aldım.
Her şeyim tamamdı ve geriye yalnızca kendime vakit ayırıp tek başıma yeni yılı kutlamak kalmıştı. Yılbaşı şapkamı takıp evde oturdum. İzleyeceğim şeyde karar vermeye çalışıyordum. Sevdiğim bir grubun konserini mi izlesem yoksa başka bir şey mi yapsam? Bu karar verme esnasında annem eve yeğenimle geldi. Dur bir dakika, yeğenimle mi?
Bana ilk kez güvenen içimdeki çocuk gözünü boyadığımı iddia edip bana nefretini kusarken yeğenimden sıyrılıp tek başıma bu günü kutlayabilir miyim diye düşündüm. Cevap basitti. Mümkün olmayan şeyin çözümü yoktur. Babamın bile yıllar sonra ilk kez yılbaşı kutladığını gördüğüm şu günü bana zehir edişlerini asla unutmayacağım. Yanlış anlamayın, yeğenime çok büyük bir nefretim yok. Yalnızca zamanında istediği şeyi alamamış çocuğun yerine onu koymalarından ve görmezden geldikleri o çocuğun hâlâ arkama saklanarak yaşadığından bir haber oldukları için sevmekte zorlanıyorum. Arkama saklanan çocuğu düşünmem bencillikse eğer, evet bencilim ve bencilliğimden başka bir çocuğu görmezden gelebiliyorum. Her neyse, bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum.
Gece yarısına kadar uyur diye bekledim ama hiç öyle olmadı. Kendi kafamı toplamaya çalışırken aynı zamanda arkamda saklanan ve benden deli gibi korkan çocuğu mutlu etmeye çalışmak tahmin ettiğimden çok daha zordu. Elimden gelen her şeyi yaptım ama hayat gerçekten bazı şeyleri yönetmemize izin vermiyor. Geri sayım yaparken bile canım acıyordu. Her şeyi tamamlamışken nasıl oldu da son dakika yine her şey mahvolmuştu? Tutulabilecek iyi bir yan bile bulamıyorum. Eğer bu yıl üniversite kazanırsam yüksek ihtimal evde geçirmiş olduğum son yılbaşı akşamı olacaktı ve ben son yılbaşı akşamımı bir kabus gibi geçirdim. Arkamı dönüp baktığımda hıçkıra hıçkıra ağlayıp uyuyan çocuğu gördükçe bu geceye binlerce kez lanet ettim. Artık 20 yaşındaki Izanami için zaman dolmuştu.
Sevgili gelecekteki Izanani;
Her geçen yıl zihnimizdeki eksik parçaları tamamlıyoruz. Artık geriye ne kaldı bilmiyorum ama umarım kalanlara bir çözüm bulabilmen için yeterince yardımcı olabilmişimdir. 19 yaşındaki Izanami, Satürn ile ilgili her şeyi öğrenebilecek kadar cesurdu. Bu konuda daha fazla eksik şeyler var mı bilmiyorum ama varsa bile umarım sen çözebilirsin. Ben onun kadar cesur değilim. Her şeyden kaçmak istedim ama olmadı. Onsra'ya olan duygularımdan kaçmak isteyecek kadar güçsüzüm. Umarım benim aksime daha güçlü ve cesursundur. Bunun olmasını çok istiyorum.
Aniden küçük yaşta şahit olduğumuz iğrenç olayı öğrendim ablamızdan. Açıkçası bunu öğrenmeyi sana paslamıştım. Terapi yardımıyla öğrensek daha iyi olurdu ama hayat işte. Ağzımıza sıçmadan bir an olsun rahat etmez. Temas problemimizin kaynağını öğrendiğime göre seni çok zor bir karardan kurtarmış oldum. Buna bir çözüm bulmak artık sana kaldı. Nasıl çözüm bulacağını merak ediyorum. Çünkü şuan konu için aklıma hiçbir şey gelmiyor.
Comments