top of page

Kalbimin Eridiğini Görmedin Mi?

11.06.2023


Bugün Serendipity'nin dans gösterisi vardı. Onu izlemeye geleceğime söz verdiğim için resim kursumu ektim.


Belli bir saate kadar uyuyup iyice dinlendim ve nihayet yataktan çıktım. Onu göreceğim için heyecanlanmıştım. Birkaç gün önce yanındaydım ama yine de onu yeniden görecek olmak beni heyecanlandırıyordu. Yemeğimi yedikten sonra çarşıya çıkıp işlerimi hallettim ve eve dönüp kısa bir duş aldım.


Kırmızı renkte; üzerinde beyaz çiçeklerin olduğu önü kısa, arkası uzun elbisemi giydim. Siyah korse kemer taktıktan sonra saçlarımın önünde iki tutam bırakıp yarım at kuyruğu yaptım ve saçıma siyah bir fular bağladım. Makyajımı yaptıktan sonra onun için aldığım kuru mor lavanta buketini ve çantamı alıp evden çıktım.


Mor lavantalar aşkı temsil eder ve şansıma onun en sevdiği çiçek lavantaymış. Gülümseyerek yolda ilerlemeye başladım. Çiçeği gördüğünde nasıl tepki vereceğini merak ediyordum. Aşırı seme olan bir kız bir buket çiçeğe nasıl tepki verir?


Gösteri alanına vardığımda o büyük kalabalıkta çok yalnız hissettim. Sahneyi bile doğru düzgün göremiyordum. Geldiğime dair bir mesaj attıktan sonra lisedeki resim hocamı gördüm. Kendisini pek sevmezdim çünkü benim yeteneğimi baltalamaya çalışıyordu. Beni hep kullanmıştı ve şimdi kullanma sırası bendeydi. Yanına gidip selam verdim ve biraz sohbet ettim. Aşağıladığı o öğrencinin resimde ne kadar geliştiğini ve bir dans grubunun önemli bir parçası olduğunu gösterdim kendisine. Bunları duyduğunda aşırı rahatsız olmuştu ve yüzündeki o ifadeyi görmek keyfimi yerine getirmişti. Serendipity'den mesaj gelince yanından ayrıldım.


Kafenin etrafını dolaşarak arka bahçeye, kulise ulaştım. Çiçekleri ona verdiğimde gözlerinin nasıl parladığını görmeliydiniz. Tüm galaksiler gözlerinde toplanmıştı adeta. Yüzündeki o gülümseme benimde gülümsememe sebep olmuştu. Siyah tulumu içinde çok güzel görünüyordu. Saçlarını düzleştirmişti ve gri/siyah tonlarda göz makyajı yapmıştı. Nasıl göründüğünü sormuştu ama ona söyleyemezdim. Bu görünüşüyle beni ne kadar etkilediğini ve ne kadar büyüleyici göründüğünü söyleyemezdim. Cevap vermeyip yalnızca kıyafetini düzelttim. Bazı sorulara cevap verilemez güzelim.


O lavantaları her fırsatta kokladı biliyor musunuz? O gülümseyerek çiçeklerine olan hayranlığını gösterirken bende onu izledim. Nasıl bu kadar güzel olabilirdi bir insan?


Bahçede yalnızca 3 sandalye vardı. İnsanlar sigara içmeye geldiğinde ayakta kalıyorlardı ve ben ayağa kalkıp onlara yer veriyordum. Bu esnada Serendipity'nin isteğiyle kucağına oturuyordum. Yine öyle sandalyemde otururken bir kız geldi yanımıza ve ona bacağına oturmasını söyledi. Kıskanmış olabilirim. Hemen oturduğum yerden kalkıp kızı oturttum ve Serendipity'nin kucağına yerleştim. Yerimi birine kaptırmaya niyetim yoktu.


Ev ve sınıf arkadaşıyla tanıştım. Tatlı insanlara benziyorlar. Onlara lavanta buketini gösterip benim aldığımı söyledi. Bunu söylerken ne kadar mutluydu görmeliydiniz. Onların ardından kalabalık bir grup gelince gerildim çünkü fazla kalabalık ortamları sevmiyorum. Kalabalık arkadaş gruplarını ise hiç sevmiyorum. Saldayeye oturup saçımı düzeltmeye başladım. O esnada Serendipity "karımda karım" dedi ve bunu ortaya mı söyledi yoksa birine mi söyledi anlayamadım, arkam dönüktü. Kısa bir sürenin ardından anksiyetem tuttu ve oradan ayrıldım.


Kimi aradıysam ulaşamadım. Serendipity gittiğimi gördüğünde nereye gittiğimi sordu ama cevap vermedim. Kötüydüm ve ona belli edemezdim. Sakinleşmek için tur atmaya başladım ama gittikçe titriyordum. Ev ve sınıf arkadaşı yanıma geldi. Ön tarafa geçip gösteriyi izleyeceklermiş. Serendipity'den bu krizlere alışık olduklarından hemen benimle ilgilendiler. Ona bir şey söylememelerini belli etmek için kuzenime ses kaydı attım. "Yanına gidemem, kızın gösterisi var ve telaşlı. Boş yere aklı bende kalsın istemiyorum." dedim ve ön tarafa geçtik.


Bir süre sonra Serendipity'nin beni aradığını fark ettim ve kızların yanından ayrılıp onu aradım. "Nerdesin? Seni göremeyince merak ettim." dedi. Arkadaşlarıyla olduğumu söyledim. "İyisin değil mi?" dedi. Evet, kim söyledi kötü olduğumu? Hangi ara söylediler? İyiyim diye yalan söyledim ama inanmadı tabi.


Sahneye çıkmasını bekledik saatlerce. Oturacak yer olmadığından ayak tabanlarım patlamak üzereydi ve titrememe engel olmaya çalışıyordum. O esnada onu gördüm. Tam karşımda gülümseyerek bana doğru bakıyordu. Zihnim sustu, vücudum kısa bir anlığına titremeyi durdurdu. Etraftaki sesler bile kesilmişti. Onu görmenin beni bu kadar iyi yapacağını düşünmemiştim. El salladık birbirimize. O gidene kadar gözlerimi ondan ayırmadım. O kısa an benim için en rahat andı.


Sahneye çıktığında ne kadar büyüleyici olduğunu keşke gösterebilme şansım olsaydı. Bir dakikalık bir performanstı ama ben yıllardır dikilmiş onu izliyor gibi hissettim. Çok güzeldi, büyüleyiciydi ve ben büyülenmiştim. Gösteriden sonra yanına gittik. Herkes onu övüyordu ama ben ağzımı açamıyordum. Ağzımı açsam her duygum son damlasına kadar anlaşılırdı. Ev ve sınıf arkadaşı gittikten sonra vedalaşacakken o kalabalık grup bağıra bağıra içeri girdi.


Evet o kalabalık sesten aşırı rahatsız olmuş ve geri çekilmiştim. Kalabalık gruplar beni her zaman germiştir zaten. Sesimi çıkartmadan beni fark etmesini bekledim. Çok mutlu olduğundan o övgü anını bozmak istemedim. Nihayet beni fark ettiğinde yüz ifademden ne kadar rahatsız hissettiğimi anlamıştı ve işte o an...


Önüme gelen saçlarımı geriye itip gözlerime baktı. Dünya durmuştu o an benim için. Etrafımızdaki herkes silinmişti. Dans stüdyosunda yalnızca ikimiz vardık sanki. Yalnızca onu duyuyordum. "Hemen gidecek misin? Geç mi kaldın? Yemek yeseydik bari." dedi. Hiçbir şey diyemedim. Kitlenip kalmıştım. "Sonra annenin çalıştığı tarafa geçicez zaten. Onunla dönersin." dedi. Sonra ne oldu biliyor musunuz?


Konuşamadım. İlk kez hoşlandığım birinin karşısında kekeleyip cümle kuramadım. Ne söylemeye çalıştığımı ben bile anlamamıştım. Cevap vermeye yeltendiğimde gerçekliğe döndüğüm için beynimde ortama ayak uyduramamıştı anlaşılan. Başımı kaldırıp gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Annemle konuşup geleceğimi söyleyip bahçeye çıktım. Tabi ki annem izin vermemişti.


İçeri girdiğimde onu göremedim. Etrafa bakındım ama yoktu. Arkadaşlarına mı sorsam diye iki kere hafifçe onlara doğru adım attım fakat ayaklarım geri geri gitti. Onlarla konuşma fikri beni çok germişti. Onlardan uzak bir yere geçip duvara yaslandım ve beklemeye başladım. Oradan çıkmazsam rahat hissedemeyeceğimi biliyordum. Nihayet geldiğinde yanına gittim.


Yine saçlarım önüme gelmişti ve o yine aynı hareketi yapmıştı. Yakın duruyorduk. Ona veda edecek olmanın verdiği üzüntü yansımıştı yüzüme. Sarılıp vedalaştık. Yemeği başka bir gün yemeye söz verdim.


Gece mesajlaştık. Kimin kötüleştiğimi söylediğini öğrendim. Ev arkadaşı söylemiş. Kızdım, söylememeleri gerektiğini belirtmiştim dedim. Bu sefer o kızdı saklamaya çalıştığım için. Bir daha böyle bir şey yapmamamı ve sağlığımın daha önemli olduğunu söyledi. Kendimi kontrol edebildiğimi ama zihnimi susturamadığımı söyledim. Seni görünce anında sustu ama dedim. Mesajı okur okumaz anlık fotoğraf attı. Gülümseyerek attığı fotoğrafa baktım. Gerçekten, beni bu kadar kolay bir şekilde nasıl sakinleştirebiliyorsun?

Son Yazılar

Hepsini Gör
Vedanın Ardından Gelen Güzellik

07.06.2023 Bir önceki yazımda Satürn'e veda ettiğimi dile getirmiştim. Aslında iki olayı tek bir gönderiye sığdırabilirdim ama ikisini...

 
 
 
Sen Nesin Böyle?

29.04.2023 Satürn'e benzeyen biriyle çarpışmamın ardından gökyüzüne uğurladığım 2 idolümle birlikte iyice dibi boylamıştım. Bu hafta...

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

© 2024 by Mezardaki Çiçek and secured by Wix

  • Tumblr
  • Pinterest
  • Spotify
  • Instagram
bottom of page