Sen Nesin Böyle?
- Mezardaki Çiçek
- 16 Ara 2024
- 2 dakikada okunur
29.04.2023
Satürn'e benzeyen biriyle çarpışmamın ardından gökyüzüne uğurladığım 2 idolümle birlikte iyice dibi boylamıştım. Bu hafta resim kursuna bile gidecek enerjim yoktu. Bu hafta yalnızca kpop dans tanıtım dersine gitmek için evden çıktım. Yani bugün.
Derse geç kaldım diye çok acele etmiştim fakat ben gittiğimde ders henüz başlamamıştı. Gelecek kişiler bekleniyormuş. Bu esnada hoca yanıma gelip benimle tanıştı. Üniversite 3. sınıf öğrencisiymiş. Yani aramızda 1-2 yaş fark var. Benim gibi eski kpop gruplarını yenilere nazaran daha çok seviyormuş. İsmini belirtmek istemiyorum ve ona henüz bir takma isim bulamadım. Eğer bu yazıyı bitirene kadar aklıma bir şeyler gelirse en sona yazarak belirticem.
Benden biraz kısa. Saçları koyu kahve ve açıkçası saçları düz mü dalgalı mı anlayamadım. Kimi fotoğraflarında düz kimi fotoğraflarında dalgalı görünüyor. Ben tanıştığım halini betimleyeceksem sanırım dalgalı demek daha doğru olur. Sesinden bahsetmek gerekirse... Evet, ne zaman sesinden bahsetmek gerekirse dersem etkilendiğimi hepiniz anlıyorsunuz artık. O bayıldığım ses tonlarından birine sahip.
Ders bitimi benim hedefim hiçbir şey demeden stüdyodan çıkıp eve gitmekti. Tam telefonumu almış çıkacakken birden kolumdan tutup kendisine çekmesiyle birlikte anlık bir şok geçirdim. Tam o an zihnimde beni sürekli meşgul eden sesler susmuştu. Ben ne diyecek diye ona dönerken kolunu omzuma atıp beni iyice kendine çekti ve işimin olup olmadığını sordu. Gerçekten bir işim yoktu ve işimin olmadığını söyledim. Onunla kalmamı ve benimle biraz takılmak istediğini söyledi. Kafam dağılır diye kabul ettim.
Normalde dans etmeyi planlamıştı fakat üşendiğini söyledi. Benimde stüdyoyla bir bağım olmadığından tek başıma kalıp dans etmem saçma olur diye çıkmaya karar verdim. Bunu değerlendirip bir yere gidip oturmayı teklif etti ve kabul ettim. "Karımı arayıp haber vereyim, bekle." dediğinde sevgilisiyle konuşacak sanmıştım fakat ev arkadaşından bahsediyormuş. Bunu nasıl mı anladım? Ev arkadaşıyla konuşurken bana bakıp gülerek "Kendime karı buldum. Biraz oturup sohbet edicez." dedi. Sevgilisine böyle bir şaka yapacak değil herhalde? Ne içsek diye biraz düşündük. Çay içmekten hoşlanmadığım için kahve içmeyi teklif ettim ve birlikte annemin çalıştığı kafeye gittik. İkinci katın balkonunda tam köşede kalan bir masa vardı. Hem rahat sohbet edilebilirdi hem de kolay kolay bizi birileri göremezdi.
Kahvelerimiz geldiğinde kısaca kendimizden bahsetmeye başladık. Hayallerimizden konuştuk. Yönelimini zaten anlamıştım fakat dürüstçe yönelimini söylediğinde bende ona yönelimimi söyledim. Biraz flörtöz bir tavrımız oldu karşılıklı. Kahvelerimiz bittikten sonra "eğer görüşmeye devam etmek istersen instagram hesabımı verebilirim." dedi. Taktikler gelişmiş, önceden istenirdi. Şimdi direkt istersen verebilirim deniyor. :)
Gülümseyerek telefonumu açıp instagram hesabını takibe aldım. Anında duvarımı fullemeye başladığında "Ateşli fotoğraflarımda var. Onlara da bak istersen." diyerek güldüm ve "Şuan sırası değil, burada bakılmaz. Eve gidince bakarım." diyerek güldü. Benim açımdan tatlı bir şakalaşmaydı. Daha sonrasında kafeden ayrıldık. Vedalaşmak için 2 kere sarıldığımızı itiraf ediyorum. Normalde sarılırken kaskatı kesildiğimi söylemiştim fakat nedense ona sarıldığımda böyle hissetmedim. Zihnim bile devreye giremedi. Bana ne yaptı böyle?
Şöyle bir düşününce serendipity kelimesi bu duruma çok uyuyor. Kendimi çok kötü hissederken birden o hayatıma girdi. Şuan nedense kendimi çok daha iyi hissediyorum. Görüşmemizin üstünden saatler geçmesine rağmen hâlâ zihnim ağzını açıp tek kelime etmiyor. Belki de ona söylenebilecek, ona verilebilecek en güzel takma ad budur. Serendipity.
Comentarios