top of page

İçimdeki Çocuğun Annesiyim

05/11/2023


Çoğu zaman eleştiri aldığım konulardan birini ele alacağım bugün. 20 yaşında biri olarak bu yaptıklarım normal karşılanmıyormuş. Kimse içimdeki çocuğu umursamadan hakaretler ediyor. Öncelikle size içimdeki çocuğa neden annelik yaptığımdan bahsedeceğim.


Bazı şartlar nedeniyle 2 yaşındayken ailemden uzakta, köyde büyüdüm. Köye götürüldüğüm günü hayal meyal hatırlarım hâlâ. İçimdeki çocuğun en büyük travmalarından biridir bu. Pencere önünde annemin gelip beni almasını beklediğimi hatırlıyorum. Hatta sarışın; saçları iki yandan örgülü, mavi gözlü ve içinde yıldızlar barındıran, pembe üstü beyaz çiçek desenli elbisesi ve parlak pembe ayakkabıları olan bir bez bebeğim vardı. Onu annemin yerine koymuştum ve yanımdan hiç ayırmazdım. O bebek hâlâ yatağımın yakınında duruyor. Sanırım bu süreç 2 yıl sürdü. İçimdeki çocuğun ömrü boyunca kapatamayacağı 2 yıllık aile sevgisi var.


Annemle babam kendimi bildim bileli sürekli çalışır. Ablam okula gittiğinde yan evde oturan babaanneme giderdim. Ablam okuldan geldiğinde eve geçerdim. Babaannemle hep resim çizip oyun oynadığımı hatırlıyorum. Hatta bir ara gençliğinde tasarladığı kıyafetlerin çizimlerini görmüştüm. Genetik geçmiş demekki resim çizebilme yeteneğim. Annem de çok güzel resim çizer mesela.


Evde yalnız kalmaya fazlasıyla alışıktım. O zamanlar ev telefonumuz vardı. Beni kontrol etmek için düzenli olarak evi ararlardı. Bazen babam yedek telefonunu bana verirdi. Evde tek başımayken ya çizgi film izlerdim ya da resim çizip oyun oynardım. Yalnızlığa küçüklüğümden beri alışık olduğumu bunu yazarken daha net anladım. Bu biraz canımı acıttı.


Her zaman kendimle baş başa kaldığım için arkadaş edinmekte zorlanırdım. Arkadaşım olduğunda nasıl davranmam gerektiğini bilmezdim. Arkadaşlar arasında yapılan davranışların hangisi doğru hangisi yanlış bilmezdim. Eğer farkında olmadan zorbaladığım kişiler olmuşsa özür dilerim.


Çekingen, utangaç ve sessiz biriydim. Okulda her zaman kurallara uyardım. Çünkü ben sadece bana söyleneni yapabilen biriydim. Sınıfta herkes arkadaşlarıyla konuşup oyunlar oynardı öğretmen gelene kadar ama ben kimseyle konuşamazdım. Her zaman çok fazla arkadaşı olanları kıskanırdım. İtiraf etmem gerekirse hâlâ kıskanıyorum. Nasıl o kadar sosyal olabiliyorlardı?


Satürn'ün ölümünden sonra bir kişiliğimin kafasına sıkınca film koptu iç dünyamda. İçimdeki çocuğun asla sevmeyeceği birine dönüştüm. Hayal ettiği hayatı kendi ellerimde yok ettim. Çok ağlattım onu. Ben onu sakinleştirmeye çalışırken ona daha ağır gelen cümleleri duymasına sebep oldum. Ablamın kızı benim küçüklüğüme görünüş olarak benzediği için ailem hep ''Sanki o küçülmüş ve yanımıza gelmiş gibi. Telafi fırsatı mı acaba?'' diyip duruyorlardı. Telafi? Neyin telafisi? Benim içimdeki çocukla değil de yeğenimle mi telafi edeceklerine inanıyorlardı?


İçimdeki çocuğun haykırışlarını yalnızca ben duydum. Bana olan öfkesini dahi unutmuştu. Korkuyordu, terk edilmiş gibi hissediyordu. Sırf bu yüzden yeğenime çok bir sevgi besleyemiyorum. Kıskançlıksa bu evet kıskanıyorum. İçimdeki çocuğun yarasına tuz bastığı için sevemiyorum istediğim kadar. Her zaman bir mesafe var onla benim aramda. Sımsıkı sarıldım içimdeki çocuğa. Hıçkırıkları yüzünden nefes almakta zorlanıyordu. Onu nasıl susturacağımı bilemedim. Ağlayan bir çocuk -hele ki 2 yaşındaysa- nasıl susturulurdu? Çizgi film açsam susar mıydı? Dans edip eğlendirmeye çalışsam? Onunla konuşmayı denesem? Belki de bir oyuncak onu sakinleştirirdi. Elime geçen ilk oyuncağa sarıldım. Hıçkırığı durmasada artık ağlamıyordu. 2 yaşındaki bir çocuk böyle mi susturulurdu?


O günden itibaren görüp beğendiğim tüm oyuncakların listesini yapmaya başladım. En beğendiklerimi ilk fırsatta alıyorum. Şuan 3 tane oyuncak bebeğim var mesela. Düzenli olarak onlarla oynuyorum. 1 tanesi uyku arkadaşı olmak üzere toplam 7 tane peluş oyuncağım var. Karanlıktan korkuyor diye gece lambası aldım, satürn şeklinde ve renk değiştiriyor.


Her fırsatta beğendiğim çizgi filmleri izliyorum. Bazen küçükken izlemeyi çok sevdiğim çizgi filmleri açıyorum. Artık bana eskisi kadar öfkeli değil. Bazen 16 yaşındaki halimle ettiğim kavgaya şahitlik ediyor. İkimiz de onun gelecekteki hali olduğumuzdan taraf tutmakta zorlanıyor. Bu yüzden 19 yaşındaki halimi şuanki halimden ve 16 yaşındaki halimden daha çok seviyor. Çünkü 19 yaşındaki halim tüm zorlukları sırtlayıp teker teker hepsine çözüm buldu. Bir nevi kahraman onun gözünde. Beni de anne figürü olarak görüyor. Çünkü her zaman onu mutlu etmek için bir şeyler yapıyorum. Onu ben sevmezsem 2 yıl eksikliğini hissettiği o sevginin yerini nasıl dolduracak?


20 yaşında oyuncaklar ve çizgi filmlerle ilgilenen biri olarak her zaman şu cümleye maruz kalıyorum: ''Sen ne zaman büyüyeceksin? Kazık kadar kız oldun, bırak artık şunları.''


Siz fark etmiyorsunuz ama ben büyüdüm. Yetmezmiş gibi içimdeki çocuğa annelik yapmakla sorumluyum. Eğer bazı günlerde onun özgür kalmasına izin vermeyeceksem ben neden yaşıyorum?

Son Yazılar

Hepsini Gör
Sonun Başlangıcı

31/12/2023 Son zamanlarda hiç iyi hissetmiyorum. Birkaç gün önce öğrendiğim gerçeğin şoku mu devam ediyor yoksa şoku atlatıp gerçeklerle...

 
 
 
Eksik Yap-Boz Parçası

28/12/2023 TW: Çocuk İstismarı Bu satırları nasıl yazacağımı bilmiyorum. Berbat haldeyim. Kelimenin tam anlamıyla şok geçiriyorum ve bu...

 
 
 
Temas Sorunu

04/12/2023 TW: Çocuk Tacizi Daha önce buraya kalbim ağrıyarak yazı yazmış mıydım hatırlamıyorum. Nefes almakta zorlanıyorum, kalbimin...

 
 
 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

© 2024 by Mezardaki Çiçek and secured by Wix

  • Tumblr
  • Pinterest
  • Spotify
  • Instagram
bottom of page