İki Kelime
- Mezardaki Çiçek
- 27 Ara 2024
- 5 dakikada okunur
06/04/2024
Çok şey konuşuldu aslında. Çok fazla şey söylendi ama ben tüm bu konuşmanın içinde yalnızca iki kelimenin etkisindeyim hâlâ. Yıllardır duymaya ihtiyacım varmış gibi.
Son günlerde garip rüyalar gördüğümden çok erken saatlerde sürekli uykum bölünüp duruyordu. Yine öyle bir andaydık ve uyumak üzereydim. Üst üste gelen bildirim sesi uykumu kaçırınca kaşlarımı çatıp söve söve telefonu elime aldım. Sabahın köründe bu kadar önemli olan ne olabilirdi? Gözlerimi zar zor açıp bildirime baktım. Onsra mesaj atmıştı. O an tüm sinirim uçup gitti. Tebessüm edip mesajına yanıt verdim ve tekrar uyumayı denedim. Bu kez aramıştı. Her zaman konuşmadığımız için deli gibi uykum olsada açtım o telefonu.
Telefonu sabitleyip konuşmaya hazır olduğum zaman ilk sorusunu sordu: "İyi misin?" Geçiştirmek için iyi olduğumu söyledim. İnandı mı peki? Hayır. "İyi olduğuna emin misin?" dedi. Geçiştirmek için eminim dedim. Gerçeği söylesem ne değişirdi. Aynı şeyleri tekrar edip dururduk. "Peki hiç ağladın mı son zamanlarda?" dedi. Yine geçiştirmeyi düşündüğüm an "Doğru söyle ama." dedi. Pes ettim o an. Daha dün gece uyumadan önce ağladığımı itiraf ettim.
Tedavimin nasıl gittiğini sordu. Yavaş yavaş ilerlediğimi söyledim. Kilit bir noktaya adım adım gidiyorduk ve bu kilit nokta Onsrayla ilgiliydi. Yani ona ihtiyacım vardı. Tedaviye başlama sebebim bile oydu zaten. Gerçi siz her şeyi biliyorsunuz ama onun bilmediği çok şey var. Telefonda söylenebilecek şeyler aslında ama ben bunları bu şekilde ona söylemek istemiyorum. Siz anlıyorsunuz beni. Onunla buluştuğumda yüzüne karşı söylemem daha iyi olmaz mı?
Yakın bir zamanda aile ziyareti falanda düşünmüyor sanırım. Ziyaret için bile mi gelmezsin dediğimde bir şey demedi. Sadece 6-7 sene orada kalacağını söyledi. Bu durumun benim tedavim için etkisini az çok tahmin etmişsinizdir. Düz duvara tırmanmak gibi bir şey oldu bu. Yinede her şeye rağmen sadece bu 6-7 senenin sonunda gerçekleşeceğine ihtimal bile vermediğim ama Onsra'nın ısrarla beni görmeye kesin geleceğini söylemesi üzerine tedavime devam edeceğim. İşe yaradığını bu süre zarfında belkide göremeyeceğim ama yinede ona sarılabilmek için tedavimi yarıda bırakmaya niyetim yok.
Onsra tedavimin kilit noktasının ne olduğunu sordu. Tedavim için büyük rol oynayan ama benden çok uzakta olan biri olduğunu söyledim. Kim olduğunu sordu. Aslında söylemezdim ama zaten uyku sersemiydim ve bana o an ne sorarsa dürüstçe cevap vereceğim için direkt sorusunu cevapladım. "Sen." dedim. O an bodoslama cevap verişimin şokunu yaşarken onun tepkisine baktım. Oradayken elinden çok fazla bir şey gelmiyordu tabi. Birde yanlış anladı. "Sana her zaman yardım etmeye hazırım ama bu biraz zor. Orada değilim, eğer uzaktayken yardımcı olabileceğim bir şey varsa elimden geleni yaparım. Ayrıca şunu da söylemeliyim. Biz bir ilişki yaşayamayız. Bunun sebebi senden kaynaklı değil. Sana karşı kötü bir şeyim yok. Seni seviyorum, gerçekten seviyorum. Son yaşadıklarımdan sonra bakış açım değişti. O yüzden bir ilişki istemiyorum. Yani en azından şuanki yaşımda istemiyorum, ilerisi için net bir şey diyemem." dedi. Nerden buraya bağladığına dair en ufak bir fikrim yok.
Hemen araya girip bir cümlesi için hissettiklerimi yazmak istiyorum. "Seni seviyorum" Bu cümleyi benden hoşlandığı veya bana aşık olduğundan söylemediğini adım kadar iyi biliyorum. Şöyle durup düşündüğümde birbirimize açık açık sesli bir şekilde seni seviyorum demedik. "Sevdiğim birisin" tarzı cümleler kurardık sadece. O yüzden bu iki kelimeyi duyunca ilk tanıştığımız zamanki halimin içimde bir yerde elleriyle ağzını kapatıp bir köşeye çöküp sessizce ağladığını söyleyebilirim. O gözyaşlarını içime akıttı, ben kalbimdeki ağırlığın hafiflemesi için derin nefesler aldım. Şuan bunları yazarken ağlıyorum mesela. Bu iki kelimeyi ondan duymak öyle farklı hissettirdi ki kelimelerim bu hislerimi tarif etmek için yetersiz kalıyor. Birbirimize daha önce sesli ve net biçimde söylemediğimiz bu iki kelime ruhumu delip geçerek kalbime ok gibi saplandı. Beni soktuğu şu durumu görüyorsunuz değil mi? Sonra Izanami niye böyle diyorlar.
Benim açımdan düşünürsek bende zaten bir ilişki için hazır hissetmiyorum ve aynı Onsra gibi -en azından şuan- bir ilişki istemiyorum. Başıma gelen tüm şeylerden sonra nasıl birine güvenebilirdim? Güvendiğim Onsra'ya bile kalbimi teslim edemeyecek kadar parçalanmış durumdaydım. "Ben sana bir ilişki yaşayalım demedim ki. Sadece vakit geçirmek bile yeterli olacak zaten. Seni normal arkadaşlarımı sevdiğim gibi sevmiyorum. Daha farklı bir şeyler olduğunu sende biliyorsun. Benim iyiye gitmem için bir ilişki yaşamamıza gerek yok." dedim.
Sonra içeri geçti. Klasik havadan sudan muhabbetlerimize döndük. Tahmin edin bana ne sordu. Bence hepinizin aklına gelir. Evet, ne zamandır tanıştığımızı sordu. 7 sene oldu sevgili okurlarım, 7 sene. Daha birkaç ay önce 6 senenin lafını yaparken şimdi 7 sene oluşunun şokunu yaşadı. Bunca zamandır iletişimimizin kopmayışına şaşırdı. Harbiden biz nasıl oldu da 7 sene iletişimi kesmeden konuşabildik. Tamam konuşmadığımız zamanlar oldu ama bu 7 senedir tanıştığımız gerçeğini değiştirmiyor. "Birinin sana 7 sene sonra görüşürüz dediğini düşünsene. Ne kadar büyük bir zaman." dedi. "Ayrıldığımız zaman sana çok sinirliydim. Tam o an biri gelip sen Onsrayla 7 sene sonra görüşmeye devam ediyor olacaksın dese saçmaladığını söylerdim. Vay be, baya uzun zaman olmuş." dedim. Gerçekten 7 sene önceki halimle şuan konuşma şansım olsa bu konu için bana götüyle gülüp saçmaladığımı söylerdi. "O zamanları özlüyor musun?" dedi. Onun o zamanları özlediğini biliyordum, itiraf etmişti ama ben o döneme ait bir özlem cümlesi hiç kurmamıştım. Onunla hissettiğim şeyler aynı mı değil mi merak etmişti sanırım. Tebessüm edip "Özlüyorum." dedim. "O zamana geri dönmek ister miydin?" dedi. Bu sorunun ardından tanıştığımız dönem zihnimde canlanmaya başladı. Aklıma yine zorla çekilmiş videosu gelmişti. Benim tatlı küçük sonsuzum.. "İsterdim. O zamanlar gerçekten güzeldi." dedim. Bunları duymak içini rahatlatmış mıdır bilmiyorum ama 7 yıl önceki hallerimizin tam yanımızda oturup bizi gülümseyerek izlediğinden eminim. Benim o iki çocuktan çaldığım anıların yerine belkide şuan çok daha güzel anılar koyup iyileştiriyorumdur onları. Hâlâ bu konuda suçluluk duygum var. Bu yüzden o iki çocuğun hissettiği şeyler önemli benim için. Umarım iyileştiriyorumdur onları.
Bir şarkı üzerinde çalıştığından bahsetmiştim size. Vokal kaydını tamamlamış. Kimseye atmadığını ama bana atmak istediğini söyledi. Sonra atmak yerine o an dinletmeyi tercih etti. Açıkçası şarkıdan çok bir şey anlayamadım. Telefon görüşmesi esnası dinlediğimden olsa gerek çok cızırtılı geliyordu sesler. Yinede ritmini anlayabilmiştim ve açıkçası bana hitap eden bir tarz değildi. "Yani çok bir şey anlayamadım ama anladığım kadarıyla tarzı pek bana hitap etmiyor. O yüzden şimdilik yorum yapmamayı tercih ediyorum." dedim. Sagopa Kajmer hayranlığımı tekrar hatırlayıp ondan şarkılar söylemeye başladı. Gülüp telefonu elime aldım ve sevdiğim tarzda müzik yapan yabancı bir sanatçının şarkısını aramaya başladım. "Yaptığım bu şarkıyı seviyorum, bana eski günleri hatırlatıyor." dedi. Eski günler... Tam buna uyan bir şarkısı vardı. Şarkı aramayı bırakıp direkt o şarkıyı gönderdim Onsra'ya. Sizinde dinlemeniz için link bırakacağım. Dinler mi dinlemez mi bilmiyorum. Dinlemek demişken ona yaptığım playlisti hâlâ dinledi mi dinlemedi mi bilmiyorum. Bana hiçbir şey söylemedi.
"Senden bir şey isteyebilir miyim?" dedi birden. Benden kolay kolay bir şey istemediğinden garibime gitti ama onu onayladım. "Albümümün kapağını sen yapar mısın?" dedi. Ben? Ben ve albüm kapağı tasarlamak? "Yani aslında yaparım ama şuan elimde çizim tableti yok. Henüz alamadım. Yoksa benim için problem değil." dedim. Bir süre bunun hakkında konuştuk. "Benim burda tasarımcı arkadaşlarım var zaten. Tasarım yaptırmak çok sorun değil ama ben senin yapmanı istiyorum. İlk albümümün kapağını sen yap istiyorum. Yani benim için çok anlamlı olur. Tabi senin içinde çok anlamlı olacağını düşünüyorum." dedi. Bu düşüncesi beni mutlu etti. Hayal edin, severek blog yazılarını okuduğunuz Izanami en sevdiğiniz kişilerden biriyle iş birliği yapıyor. Gizliliğe bu kadar önem vermesem o albümden onlarca alıp kenarda saklayacağınıza adım kadar eminim. Şarkılar size hitap etmemiş olsa bile "Bu bizim Izanamimizin tasarımı ve bu şarkıları onun sonsuzu söylüyor." diyeceğinize adım kadar eminim. O yüzden o tatlı kalplerinizi tek tek öpüyorum.
Şuanlık kapak tasarımı işi askıda diyebilirim. Yaptığım birkaç psikolojik çizimim hakkında konuştuk bir süre. Sonra şarjı bitmek üzere olduğundan telefonu kapattık.
Comentarios