Satürn #4
- Mezardaki Çiçek
- 23 Kas 2024
- 2 dakikada okunur
7Ekim 2019
Bugün olanlar zihnime öyle bir kazındı ki uzun bir süre unutabileceğimi sanmıyorum. Hem çok güzel hem de berbat bir gündü.
Bugün benim sıra arkadaşım ve Satürn'ün sıra arkadaşı nöbetçiydi. Tüm gün onun yanında oturma şansım olduğunu fark ettiğimde ona bugünlük yanında oturup oturamayacağımı sordum. İstiyorsam yanına oturabileceğimi söyledi. Bu şansı kaçırır mıyım ben? Eşyalarımı toplayıp Satürn'ün yanına yerleştim. Bugün fazla keyifsizdi ve sürekli uyumak istiyordu. Herkesin derse odaklandığı anlarda onu izledim. Uyurken o kadar güzel görünüyor ki... Keşke kimse olmasa, sadece ikimiz olsak ve ben onu saatlerce izlesem.
Öğle arası ikimiz sınıfta kalmayı tercih ettik ve tüm sınıf dışarı çıktı. Yeni mekan çizimimi bitirmek için malzemelerimi çıkardım ve çizimime devam ettim. Kalemlerimin sesini duyunca yüzünü bana doğru çevirdi ve başını kollarının üstüne koyarak sıraya yattı. Yanında sessiz kalmak bile o kadar mutlu ediyor ki beni... Bu büyülü anın hiç bozulmamasını diledim. Dileğim tutmadı ve tutmadığı gibi de o anımız saniyesinde boka döndü.
Arkadaşları sınıfa gelip onu dürtmeye başladılar. "Hadi dışarı çıkalım. Burada bu kızla tek başına ne yapıyorsun? O değil biz senin arkadaşınız." dediler. Sesimi çıkarmadan çizimi yapmaya devam ettim. Bu söylenenlerin bin katı daha beterlerini duyuyordum zaten. Satürn kalkmayınca bu sefer arkadaşları onun canını yakacak bir konu üstünden dalga geçmeye başladılar. Onu aldatan eski sevgilisiyle ilgili saçma sapan şeyler söyleyip aralarında gülüştüler. Bir insan nasıl olur da arkadaşının çektiği acıya gülebilir? Satürn tepki vermemeye devam ettiğinde bu sefer yapabilecekleri en kötü şeyi yaptılar.
İçlerinden bir tanesi Satürn'ün saçlarını sıkıca kavrayıp hafifçe çekti ve başını kaldırmasını sağladı. İçimden düşündüğüm şeyi yapmamalarını umarak sıkıca kalemimi tuttum. Ayağı kalkıp onları durdursam başıma gelecekleri az çok tahmin edebiliyordum. Öncelikle beni aralarına alıp ağzıma sıçarlardı, daha sonra ise bütün sınıfa saçma sapan yalanlar söyleyip yaşadığım bir ton zorbalığın üstüne yenilerinin eklenmesine sebep olurlardı. Yutkundum ve gitmelerini bekledim. O an her şey o kadar hızlı gelişti ki başta neler olduğunu anlayamadım. Masadaki tüm malzemelerim fırlayıp yere düştü. Duralitim ağır olmasına rağmen o bile yere düşmüştü.
Satürn'ün kafasını sıraya öyle sert ve güçlü geçirdiler ki Satürn uzun süre kafasını kaldıramadı. "Bunu hak ettin. Bu pislikle oturmaya devam et." diyerek sınıftan çıkıp gittiler. Her şey benim suçum. Eğer ona bu kadar yakın olmayı istemiş olmasaydım bunlar başına gelmeyecekti. Onun çektiği acı kalbime ok gibi saplandı. Alt dudağımı ısırarak ona baktım. Belli etmemeye çalışsada canı çok yanıyordu. Elimi saçlarına doğru uzattım fakat dokunamadan öylece durdum. "İyi misin?" diyebildim sadece. Ağlamamak için kendimi öyle sıkıyordum ki hareket edemiyordum. "Sanırım onların yanına gitmeliyim." diyerek yanımdan ayrıldı ve sınıftan çıkıp gitti.
Ona yapılanlar tekrar gözümün önünde canlanırken ağlamaya başladım. Sarılıp olanları anlatabileceğim bir arkadaşım yoktu. Angela ile aram bozuktu ve bu yüzden acımı paylaşamıyordum. Gözlerimi kapatıp başımı duvara yasladım. Çığlık atarsam herkes başıma toplanırdı, işte bu yüzden çektiğim acıyı asla dışarı vuramadım. Sınıftan biri gelip beni ağlarken görmesin diye gözyaşlarımı silip yere düşen malzemelerimi topladım.
Henüz haftanın başındaydık ve ben 3 gün önce kliniğe gitmiştim. Bir an önce psikoloğuma gidip ona sığınmak istedim. Aklımı toparlamama yardımcı olabilen tek kişiydi. Ne acı ki doktorumdan başka kimseye acımı rahatça anlatamıyorum. Aklımı kaçırmadan önce tüm bu olanların bitmesini istiyorum.
Comments