Gerçeklerden Kaçmak
- Mezardaki Çiçek
- 27 Ara 2024
- 4 dakikada okunur
16/04/2024
Bugün beklediğimden daha farklı gelişti olaylar. Bay Xianguyla Onsra hakkında konuştuğumuz seansı iple çekiyordum. Neler konuşulacak veya neler söylenecek diye hep merak ederdim. Bildiğim tek şey bunun altından psikolojik bir şeyler çıkartacağıydı. Ama bu hiç beklemediğim bir noktadan geldi. Derin bir nefes alıp kendinizi hazırlayın. Onsrayla olan hikayemdeki tüm bakış açılarınızın değişmesine sebep olacak şeyler okumak üzeresiniz.
Bugün Onsra hakkında konuşacağımızı bile bilmeden Bay Xianguyla olan randevuma gittim. Nedense bu ayki seansımız gelmek bilmemişti. Uzun sürdüğünü düşündüğüm bu günler aslında beni bugünkü konuşmaya hazırlıyormuş. Yine karşılıklı oturmuştuk. Elinde yeni bir sayfa vardı. Önceki seansa ait kağıt elinde olmadığına göre yeni şeyler konuşacaktık.
Görüşemediğimiz bu bir ayda neler olduğunu sordu. Açıkçası hiçbir şey olmamıştı. Sadece konser filmine gitmiştim. Bunun dışında duygularımda değişiklik yaratan bir olay olmamıştı. Beklemediğim soru o an geldi. "Bugün ne konuşmak istersin?" Gerçekten... Aslında konuşmak istediğim çok fazla konu vardı ama Onsrayla ilgili konuyu biraz daha ertelemeye devam etseydim muhtemelen Rudra anamdan emdiğim sütü burnumdan getirir ve ardından diğer arkadaşlarımın önüne beni yem olarak atardı. Bu yüzden onun hakkında konuşmak istedim. Sizin de bu günü büyük bir sabırla beklediğinizi biliyorum.
Onsra son günlerde iyi olup olmadığımı yoklamak için beklemediğim anlarda beni arıyordu. İyi olduğuma ikna olana kadarsa telefonu kapatmıyordu. İlk olarak bundan bahsettim ve söyledikleriyle yaptıklarının birbirini tutmadığını söyledim. Sizde biliyorsunuz zaten. "Bu durumda en sağlıklısı onun söylediklerini baz almaktır. Davranışlarımız değişiklik gösterebilir ama söylediklerimiz her zaman nettir. O şuan için net bir şey söylemişse buna göre hareket etmen daha sağlıklı olacaktır. Bir ilişki istemediğini açıkça dile getirmiş zaten." dedi. "Sorun tam olarak burada başlıyor. Daha önce bana bu cümleyi kurduğunda doğum günümde benden gizlediği sevgilisini öğrenmiştim. Gerçekten ilişki istemiyorsa neden en ufak davranışından etkileneceğimi bile bile bana bunu yapıyor?" dedim. "Bunu ona sordun mu?" dedi.
Açıkçası hep aynı şeyleri duyacağımı düşündüğümden ona bu konuda hiçbir şey sormayıp tüm sorularımı yutmuştum. Sonrasında sizin bildiğiniz gibi kafamın içinde cevaplanamayan sorular klasöründe terör estirmeye başladı. Bu konuda hiçbir şey konuşmadığımı öğrenen Bay Xiangu yeni bir soru sordu. "Neden bunu onunla konuşmuyorsun?" Cevap basitti. Bunlar benim için telefonda konuşulacak kadar basit şeyler değildi. "Uzun bir süre gelmeyi düşünmediğini söylemiştin. Gittiği yer birkaç şehir ötemiz değil. Onsra şuan başka bir ülkede, başka bir kıtada ve oradan buraya uçakla gelmesi en az 12 saat sürüyor. Ha diyince gelemeyeceğini biliyoruz. O zaman telefonda konuşmaktan başka seçeneğin kalmıyor. Telefonda konuşmak zorundasın. Bundan kaçabileceğin başka bir alternatif istiyorsan eğer bloğuna yazıp ona gönderebilirsin. Mail veya mesaj atabilirsin. Ama temelinde yine bu telefon görüşmesine çıkıyor. İmkansız olan bir şeyi istemektense elinde olanı tutman daha sağlıklı olacaktır." dedi.
İşte tam bu an istemsizce bu konudan kaçmaya başlamıştım ve kaçmaya başladığımın farkında bile değildim. Ben şuan yüz yüze gelmeye bile hazır hissetmiyordum. Bunun sebebini sorduğunda bilmediğimi söyledim. Gerçekten bilmiyorum. Sonraki seansa kadar bu sorunun cevabını düşünmem için bana ödev verdi ama ne kadar düşünürsem düşüneyim cevabı bilmiyorum. Bana bu ilişkide ne istediğimi sordu. Cevap yine basitti. Şuan kötü hissettiğimde yanımda olması yeterliydi, bir ilişki içinde olmaya gerek yoktu. "O zaman neden Onsra kötü hissedersen bana yaz dediği halde kötü hissettiğinde ona yazmıyorsun?" dedi. Meşgul etmek istemediğimi söyledim. "Senin duygularının vaktini çalacağını düşünse bu cümleyi her fırsatta sana söyler miydi?" dedi. Aslında söylemezdi. Onsra her zaman duygularıma önem verdiğini dile getirmişti. Israrla bu davranıştan neden kaçtığımı sordu. Bende cevaplamamak için her seferinde geçiştirici cevaplar vermiştim. En son pes edip "Eskiden ona her zaman sığınırdım. Her kötü hissettiğimde ona koşardım. Şimdi yapamıyorum, bilmiyorum. Belkide zamanında sığındığım kim varsa kaybettiğim içindir. Angela'ya sığınmıştım zorbalığa uğrarken. Onun sayesinde okula katlanıyordum ve o hayatımdan çıkıp gitti. Satürn'e sığındım. Angela'dan daha çok ona sığındım ama onu çok ani bir şekilde kaybettim. Sanırım aynısı başıma gelecek diye bir şey yapmıyorum." dedim. Bu cevap Bay Xiangu'yu pek tatmin etmedi.
"Onsrayla bir ilişki yaşamak istemediğini söyledin. Sadece yanımda olsun yeter dedin ama buraya geliş amacını hatırlıyorsun değil mi? Görmezden gelemeyeceğimiz kadar büyük bir sebeple geldin. Gelecekte onunla bir şeyler yaşama umuduyla geldin. Sırf bu yüzden şuan senin deyiminle tedavi oluyorsun. Neden bir ilişkiden kaçıyorsun?" dedi. İşte beni kilitleyen o an gelmişti. Bunu kendime hiç sormamıştım. Geçiştirmek için Onsra'nın bir ilişki istemediğini söyleyeceğimi anladığı an araya yeni cümleler ekledi. "Onsra bir ilişki istemiyor diye istemiyorum gibi bir cevap kabul etmiyorum. Senin ne istediğini soruyorum. Kendi iradenle bu ilişkide ne istiyorsun? Bu ilişkiyi nereye taşımak istiyorsun?" dedi. Susma hakkımı kullandım ve cevap vermedim. Ne diyeceğimi ben bile bilmiyordum çünkü. Bu soruların cevabı neydi bilmiyordum. "Senin rotan Onsra üstüne kurulu. Onsrayla bir şeyler yaşamak için bu yola çıktın ama sen tam tersi bir yöne doğru gidiyorsun. Şöyle örnek vereyim. Orta noktadasın ve hedefin çarşıya gitmek ama sen ilerimizde bulunan yokuşu çıkmış gidiyorsun." dedi. Bu örneği size en basit şu şekilde anlatacağım. İstanbuldasınız ve hedefiniz anadolu yakasında bir yere gitmekken siz avrupa yakasına gidiyorsunuz.
"Bu konu için verebileceğim tek bir cevap var. Aslında cevap bir soru. Bloğuma bile yazmıştım aslında. Hastalıklı bir zihne sahip birini kim niye sevsin ki? Soru bu, sorunuzun cevabı bu." dedim. Bay Xiangu suratıma öyle bir baktı ki bu sorunun içindeki "hastalıklı zihin" kalıbını açmam gerektiğini düşündüm. "Hastalıklı zihinden kastım aslında yaşadığım tüm psikolojik sıkıntılar. Zihnimle olur olmadık zamanlarda kavga edişim, ani ruh halimdeki değişiklikler, Satürn'ün mezarını hâlâ düzenli olarak ziyaret ediyor oluşum, geçmiş ilişkilerimde Satürn'e edilen küfürler ve uğradığım tacizler gibi. Bunların hepsini hastalıklı zihin olarak yorumluyorum. Böyle söylemek bana daha hoş geliyor." dedim. Sorumu tekrar etmemi istediğinde tekrar "Hastalıklı zihne sahip birini kim niye sevsin ki?" dedim. Daha önce bu soruyu birine ciddi ciddi hiç sormamıştım. Bay Xiangu sorduğum bu soruyu not ederken "Aslında gerçekten çok güzel bir soru. Sonuçta kimse durduk yere böyle bir yükü kaldırmak istemez. Diğer insanlar için bu durum aslında çok yorucudur ve bir yük olarak görürler." dedi. Biliyordum, bu soruyu o yüzden kendime hep sorup duruyordum zaten. Bay Xiangu bu sorumu cevaplayamadı. Belkide zamanımız bitti diye cevaplayamamıştır, bilmiyorum.
Onsrayla aramdaki hikayenin dengesini bozan asıl kişi benmişim. Ne istediğimi belli etmediğim için karşı tarafın davranışlarında tutarsızlıklar olması çok normalmiş. Konuşmak isteyip konuşamadığım şeylerin ve konuşulması gereken büyük konularla ilgili ortam hazır olduğunda kaçmamın bu ilişkideki iletişimi çok yıprattığını söyledi. İletişim kopukluğuna sebep oluyormuşum. Bütün bunlar büyük okkalı bir tokat gibi yüzüme çarptığı için hâlâ nasıl tepki vereceğimi bilemez haldeyim. Bu konuda Bay Xianguyla konuşmamız gereken çok şey vardı ve tek seansa sığmadığı için sonraki seansta yine Onsra hakkında konuşacaktık.
Comments