top of page

Bay Xiangu

16/01/2024


Bugün o gündü. Evet, 4 yılın ardından tekrar psikoloğum Bay Xianguylaydım. Çok uzun bir süre ona ne isim versem diye düşündüğüm için yazıyı bir türlü yazamamıştım. Hatta içinizden birkaç kişiyle ne isim koysak diye çok düşündük. En son Xiangu'da karar verdik. Xiangu, lotus çiçeği ile kişinin zihinsel ve fiziksel sağlığını iyileştiren iyileştiren Sekiz Ölümsüzden biri olarak geçiyor Çin mitolojisinde. Tam ona uyan bir isim, değil mi?


Bay Xiangu artık hayatımın tekrar büyük bir kısmında yer alacağı için bir ismi hak etti diye düşünüyorum. Umarım bu isim onun hoşuna gider çünkü tüm bu süreçte yazılarımın hepsini teker teker okuyacak. Çok fazla konudan konuya atladığımız için size sıraya koyarak anlatacağım.


Önceden Bay Xiangu masasında olurdu ve ben masanın uzağındaki tekli koltukta olurdum. Bu sefer karşılıklı tekli koltuklarda oturuyorduk. Normalde biriyle konuşurken çok nadiren yüzüne bakarım ve etrafı incelerim. Ama ne zaman Bay Xianguyla olsak etrafta inceleyecek pek fazla şey bulamadığımdan onu incelerim. Bu yüzden çoğu tanıdığım kişiden daha net betimleyebiliyorum. Uzun boylu, zayıf bir adamdır. Bakışları karşısındakine güven verdiğinden güvenebildiğim bir doktordur kendisi. Masmavi gözlerini tanımlamam gerekirse eğer o bildiğiniz sıradan mavi gözlere sahip değildi. Çok daha canlı bir maviydi. Normal mavi gözlüler için gökyüzü tanımını yaparsak Bay Xiangu onların aksine okyanustu. İlk tanıştığımızda saçları tıpkı sakalları gibi sarıydı fakat yıllar geçtikte saç renginin koyulaştığını fark ettim. Ayrıca saçlarını uzatmıştı, bu yüzden dolmuşta karşılaşınca başta tanıyamamıştım. Evet Bay Xiangu, bugün aynı dolmuşta arkadaşımın hemen yanında oturuyordunuz.


Beni hatırladığını söyledi. Hatırlamasına şaşırmamıştım. Yaklaşık 4 ay süren seanslarımız vardı, birkaç yıl sonra Daisy'yi ona götürmüştüm ki o süreçte çok sık iletişim kurmaya çalışıyordum. Ayrıca 2023'e girerken ofisinin kapısına mektup -ismimi yazmamıştım- bırakmıştım. Böyle genel bakınca hatırlanmama gibi bir imkanın olmadığını düşünüyorum. Her neyse, direkt geliş nedenimden bahsettim. Bundan sonrası çok karışık ilerledi, o yüzden konulara göre bölerek sıraya sokacağım.


Küçük yaşta taciz olayına şahit oluşumla birlikte bazı şüphelerimden bahsettim. Size anlatmış olmam lazım, ailemden uzak büyüdüğüm konusu.. Bu konuda daha çok konuşup midenizi bulandırmak istemediğimden kısaca geçiştirmeye bakıyorum şuan. Yüzyüze tanıdığım sevgililerimin tacizinden bahsettim ve hatta şu sinemada olan olayı canlandırma yaparak anlattım. O günleri zihnimde tekrar tekrar yaşıyor olmam her ne kadar midemi bulandırsada yardım alabilmem için yapmam şarttı.


Bay Xiangu 2 olayı anlamadığı için açık açık söylemek zorunda kaldım. 1- Pan neden lavaboya gitti? 2- Babi neden ellerimizi karşılaştırdı? Bunların cevabını Bay Xiangu'ya verirken yüzünü kısa süreliğine inceledim. Sabit yüz ifadesini çoğu zaman koruduğunu bildiğimden en ufak bir mimik gözümden kaçamazdı. Peki yüzünden herhangi bir mimik oluştu mu? Evet. Tiksindiğine dair ifadeyi görebildim o küçük mimiklerde. Belki kendi bile farkında değildi ama gördüm. Kim olsa tiksinirdi zaten.


Neden çoğunlukla sanaldan ilişki yaptığım konusuna geçtik. Temas beni rahatsız ettiğinden hep sanal ilişki kuran biriydim. Yüzyüze görüştüklerim zaten taciz etmişti. Sanal aşka kaçmış olmam çok anormal durmuyordu bu sebeple. Onsra'dan bahsettim. Ayrıca Onsra'dan çok sık bahsedeceğimi ekledim. Hayatımın çok büyük bir bölümünü kaplıyordu sonuçta. Bir süre Onsrayla olan ilişkim hakkında konuştuk. Onsra'nın hayatım boyunca en çok sevdiğim kişi olduğunu anlattım. Hayatımdaki en güzel ilişkimin onunla olduğunu söyledim. "Peki sanal ilişki olduğu için mi böyle düşünüyorsun?" dedi. Gülümsedim, böyle soracağını tahmin etmiştim ve tahminim doğru çıkmıştı.


"Hayır, dediğim gibi hayatıma çok kişi girip çıktı. Gerçek veya sanal farketmeksizin tüm ilişkilerimle karşılaştırdım. O tam anlamıyla bir ilişkide istediğim her şeyi bana sundu. Kavga etmek yerine konuşarak sorunları çözerdik. Birimiz çok kızgın olursa diğeri alttan alırdı ve sakinleşince konuşurduk. Çocuktuk ama şuanki yaşıtlarımın yapamadığı bu konuşma olayını yapabiliyorduk. Her türlü konuda beni desteklerdi. Bir kere bile yaşadığım bir şey için benim düşüncemin tersini söylediğini hatırlamıyorum. Her zaman empati kurardı. Eğer çok kötü hissedersem işini gücünü bırakıp ben sakinleşene kadar konuşur ve telefonu kapatmazdı." diye anlattıkça anlattım. Arada kopuşlarımızdan bahsettim. "Anladığım kadarıyla hayatına başkası girince ondan uzaklaşıyorsun ve o kişi hayatından çıkınca tekrar Onsra'ya yöneliyorsun." dedi ve Bay Xiangu'yu onayladım. "Hani favori eski sevgili espirisi vardır ya, nikah günü gelse nikahtan kaçarım diye. İşte bunun gerçek örneğiyim. Tam böyle nikah kıyılacağı an gelip seni seviyorum dese gelinliğimin eteklerinden tutup koşarak ona kaçarım." dedim. Hayatımda cidden farklı bir yeri olduğunu bu şekilde anladı. Onsrayla ilgili daha çok şey merak ediyordu ama o kadar vaktimiz olmadığı için bir seansta yalnızca Onsra'yı dinlemek istediğini söyledi.


Cinsel yönelimimden konu açıldı. Bildiğiniz gibi biromantik aseksüelim. Tabi Bay Xiangu bu tanımlamamı duyunca anlık bakakaldı. Aseksüellik kavramını ortaya ilk atan -yönelimimi keşfettiğim zamanlarda- oydu. Tabi romantiklik kavramı işin içine girince anlamakta zorluk çekmesini anlayabiliyorum. Başta yönelimimin travmama bağlı oluştuğunu düşündü çünkü aseksüel bireyler bildiğiniz gibi cinsel çekim hissetmezler. Kafasında oluşan bu ihtimale ise "Travmama bağlı olmuş olsaydı kızları cinsel anlamda arzularken erkekleri arzulamazdım. Ama ben iki cinsiyetide arzulamıyorum, yalnızca romantik duygular besliyorum." diyerek rafa kaldırtmış oldum. Hâlâ biromantik kelimesi kafasını çok karıştırıyordu. Bu tanımı niye kullandığımdan bahsettim. Uzun bir süre bu konuda tartıştık ve en son kafasında her şeyi oturttu. En azından ben öyle olduğunu düşünüyorum, umarım anlamasına yardımcı olabilmişimdir.


Satürn hakkında konuştuk. Çok fazla oralara girmedik ama bunun içinde tıpkı Onsra gibi ayrı bir seans gerektirdiğini düşünüyorum. Yaşanılan tesadüflerden ve bu tesadüflerin bir anlamı olduğundan bahsettim. Örnekler verdim, okuduğum kitaptan bahsettim. Satürn için yaşayacağıma söz vererek hâlâ hayata tutunduğumu söyledim. Zaten biliyorsunuz, bu sözü vermiş olmasam hâlâ ölmeyi bekleyen biri olurdum. Satürn için dansa başlamamdan ve şuan eğitmen olarak devam edişimden bahsettim. "Satürn için başladığını söyledin ama bu işi mesleğe dönüştürdün. Sence de belli bir noktadan sonra kendin için bir şeyler yapmış olmuyor musun? Belki artık kendin için yaşıyorsundur." dedi. Kısa bir süre düşündüm. Kendim için yapmak istediğim şeyleri aslında yapmıyorum. Mesela bu yıl sınava girmeliyim ama sorsanız hiçbir şey bilmiyorum. Çalışmam gerek ama çalışmıyorum ve bu Satürn öldüğünden beri böyle devam ediyor. Her yıl sınava gireceğimi söyleyip çalışmıyorum, içimden gelmiyor. Söz konusu Satürn için bir şeyler yapmak olunca iki elim kanda bile olsa onu yapıyorum. Bu yüzden bu ihtimali reddettim. "Satürn benim dans partnerim olmak isterdi ama bunu gerçekleştiremedik. Dansa onun ruhunu partner olarak seçtiğimde başladım ve hâlâ öyle devam ediyor. Öğrencilerime öğretirken onun kenarda bir yerde benimle birlikte hareket ettiğini hissedebiliyorum. Zaten ders dışı bir dans yaptığımda bir ruhla dans edişim direkt göze çarpıyor. Dans edeceğim şarkıyı ona göre seçiyorum ve dans ederken onu hissediyorum. Bu yüzden bu işi ondan ayrı tutamam, o benim bir parçam." diye cevapladım sorusunu. Gerçekten onu işin içine katmadığım sürece hiçbir şey yapmadığımın farkındaydım. Gerçekten ben onun için yaşıyordum. Biri için ölürüm demek kolaydır ama biri için yaşarım demek zordur. Biri için yaşamak, özellikle artık hayatta olmayan biri için yaşamaya söz vermek hepsinden daha zordur.


Temas problemimi atlatmayı ve ataklarımın sebebini öğrenmeyi hedefliyoruz tedavi sürecinde. Sonuç ne olacak bilmiyorum. Tedavim ne kadar sürer bilmiyorum. Sosyal hayatıma kaldığım yerden ne zaman devam edebileceğimi dahi bilmiyorum. Umarım daha önce olduğu gibi Bay Xiangu bana yardımcı olabilir, bunun için ona izin veriyorum. Daha önce söylediğim gibi eğer psikoloğunuza izin verirseniz ve söylediği şeyleri uygularsanız ruhunuzun iyileştiğini görebilirsiniz.

Son Yazılar

Hepsini Gör
4 Yıl 1 Ay 18 Gün

05/01/2024 Yeni yıla girerken gelecekteki bana sorumluluk yüklemiştim. Temas sorunumun çözümünü bulmak gelecekteki bana bağlıydı. Daha...

 
 
 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

© 2024 by Mezardaki Çiçek and secured by Wix

  • Tumblr
  • Pinterest
  • Spotify
  • Instagram
bottom of page