4 Yıl 1 Ay 18 Gün
- Mezardaki Çiçek
- 27 Ara 2024
- 3 dakikada okunur
05/01/2024
Yeni yıla girerken gelecekteki bana sorumluluk yüklemiştim. Temas sorunumun çözümünü bulmak gelecekteki bana bağlıydı. Daha fazla erteleyip bu durumdan kaçamazdım. İpin ucu kaçtıysa yakalamak bana düşerdi.
O günden beri her türlü yöntemi denedim. Kafam dağılsın diye yeni kareografi ezberlemeye çalıştım, resim yapmayı denedim, yazılar yazdım, kolaj çalışması denedim, arkadaşlarımla çıkıp gezdim... Ne yaparsam yapayım bir türlü kendimi toparlayamadım. Zaten yıllardır çözümünü aradığım bu problemimi şak diye çözebileceğimi düşünmüyordum.
Geriye tek bir çare kaldı, eski psikoloğumla yeni bir sürece başlamak. Kendi ofisine ait numarayı aradığımda numaranın artık kullanılmadığını ve üstüne ofisin kapandığını öğrendim. Hasta bir zihne sahip olunca direkt en kötü senaryolar kafamın içinde yankılanmaya başladı. Başka şehire gitmiş olabilir mi? Yurt dışına taşınmış olabilir mi? Belki de ölmüştür?
Son sorusunu duyduğumda sinirle kafamı iki yana salladım. İyice saçmalamaya başlamıştı. Zihnim kendi kendine kötü senaryolar kurmaya devam ederken küçük bir araştırma sonucu yeni çalıştığı yeri buldum. Derin bir nefes alıp fiyat bilgisi almak için orayı aradım. Ailemden gizli bir şekilde gitmeyi hedeflediğimden danstan kazandığım parayı direkt burada harcamayı düşünmüştüm ama söylenilen fiyat beklediğimden biraz fazla olunca dımdızlak kaldım.
Zemheri'yi arayıp yarım saat ne halt edeceğimi düşündüm. Birlikte tüm tuşlara basıyorduk ama hepsinin sonu bok yoluna çıkıyordu. Annemle konuşsam bana söyleyeceği her şeyi bildiğimden onu aramak istemiyordum. Zemheri başka çaremin olmadığını ısrarla söyleyince pes edip annemi aradım. Tahmin ettiğim gibi o bilindik cümlelerini kurmaya devam etti.
"Her şey sende biter. Kendi kendinin doktoru olacaksın, seni senden daha iyi tanıyan kimse yok. Kalk sevdiğin şeylerle ilgilen ve kendini meşgul et. Bak ben bunları gitme diye söylemiyorum. Benimde psikolog deneyimim var ve boşa para kaybettik. Ücreti her fırsatta arttırıyordu ve canı sıkıldıkça çağırıyordu."
Annem konuşmayı sürdürürken dudaklarımı birbirine bastırdım ve susmasını bekledim. Hâlâ kendi deneyimini anlatıyordu. Bu taciz olayında bile kendi probleminden örnek verip benimkini küçümsemişti. Benim lisede yaşadığım onca şeyden sonra allah bilir tanı koyamadığımız ne gibi bir duruma düştüm de kafam hâlâ toparlanamamıştı ve nasıl böyle ruhumun zorlanmasını küçük görebiliyordu bilmiyorum. Hiç ders almamış mıydı? Psikoloğumu dinleyerek bu güne kadar kafamı anca gözle görülür bir farka getirecek kadar toplayamamış mıydım onun için?
"Anne, senin gittiğin her kimse paraya bakıyormuş belli. Ben eski psikoloğuma gideceğim. Güvendiğim birine, tutup hiç tanımadığım bir doktora güvenecek değilim. Onunla seanslara başlayana kadar ona bile güvenmiyordum ki ben." dedim. Doğruydu, başka birine güvenemezdim. Üstelik o her şeyi bilen biriyken ben niye daha önce hiç görüşmediğim birine her şeyi en baştan anlatayım? Sil baştan başlamaya gücüm yoktu.
"İşe yaradı sanki ona gitmen. Yaradı mı?" diye sordu. Ciddi mi diye bir süre susup bekledim ama ciddiydi. Gerçekten sormuştu. Telefonda konuştuğumuz için o görmedi ama şaşkınlıktan gözlerimi birkaç kez kırptım. Lise dönemine oranla geçirdiğim atak sayısında büyük ölçüde hiç mi azalmaya şahit olmamıştı?
"İşe yaramasa sence birkaç yıldır nadiren atak geçirir miydim? Sen gitmeme izin vermiyorsun diye ben adamın bana verdiği tek bir görevi yıllardır yapmaya devam ede ede ancak bu kadar kendimi toparlayabildim." dedim. Cidden yalnızca iki görevimi hâlâ düzenli bir şekilde yapmaya devam ediyordum. Biri günlük tutmak ve diğeri ise atak esnası becerebilirsem zihnimin söylediklerini yazmaktı. Annemin hâlâ ikna olmadığını hissettiğimde son çare torun sevgisinden girip psikolojik manipülasyon yöntemimle izni koparabildim. Kendimi tedavi ederken geliştirdiğim yeteneklerimden biriydi bu. İnsan psikolojisi hafife alınabilecek bir şey değildi ve ben artık bunu kullanacak kadar ilerleme göstermiştim. Kötü amaçlar için değil tabii.
Yine bana ne söylenirse onu yapmaya devam ederek ilerleyeceğim. Okuduğum bir sözü hatırladım şimdi. "Psikoloğuna izin vermezsen ruhunun iyileşmesinde sana hiçbir katkısı olmaz." İşte bu yüzden çoğu insan -işini kötü yapanlara gittiklerini saymazsak- verim alamıyor. Ben ona güvendiğim için otomatikman izin veriyorum. Bu yüzden ilerleyebildim. Bu yüzden eskisi kadar sık ataklar geçirmiyorum. Umarım zorlu bir süreçten bile geçsem bir sonuca varabiliriz. Tüm süreçten sizi haberdar edeceğim.
Randevunun olduğu gün son görüşmemizden 4 yıl 1 ay 18 gün sonrası. Sanki hayata ara vermişim ve düğmeye basıp tekrar devam ediyormuşum gibi hissediyorum.
Comments