Ötealem Deneyleri #1
- Mezardaki Çiçek
- 27 Ara 2024
- 2 dakikada okunur
01/11/2023
Size daha önce bahsettiğimi hatırlamadığım 2 kitabı ele alacağım bugün. Satürnle bağlantısı olduğuna inandığım ve yıllardır aradığım 2 kitap vardı: Şeytan Arkadaşlık İsteği Gönderdi ve Ötealem Deneyleri.
Sonunda iki kitabı da alma şansım oldu. Baskısı artık olmadığı için yıllardır arıyordum. Diğeri henüz elime ulaşmadığı için şuanlık Ötealem Deneyleri kitabını bir seri olarak anlatacağım. Öncelikle kitabın konusundan bahsedeceğim size.
Ölüler ile yaşayan kişilerin iletişim kurup kuramadığına dair bilimsel bir deneyin kitabı. İletişim kurabildiklerine dair kanıtları deneylerle bize sunuyorlar. Henüz ilk bölümü bitirdim ama buna rağmen işaretlediğim paragraflar oldu. Başıma gelen şeyleri kendi kafamda kurduğumu zannederdim ama benim başıma gelenlere benzer şeyleri başkaları da yaşıyormuş. Bunu öğrenmek içimi rahatlattı. Gerçekten her bir sayfada yeni şeyler öğreniyor ve fark ediyorum. Size işaretlediğim yerleri yazacağım.
Armağanlar en tuhaf zamanlarda, en beklenmedik yerlerde gelir. Bazen armağan, bir soru şeklindedir. Bazen bir armağan hızla gelip geçer. Ve bazen bir armağan, sonsuza dek bizimle kalır.
Otelin penceresinde durup yıldızları ve pencereden görünen diğer ışıkları izledim ve uzayda sonsuza dek seyahat etmenin, ölümsüzlüğün ifadesi olarak yorumlanabileceğini düşündüm. O sırada kuantum fiziği ve ışığın doğası ile ilgili bir kitap okuyordum. Kitap, yıldızlar ''öldükten'' yıllar sonra bile enerji fotonlarının -mesela ışık- var olmaya devam ettiğinden bahsediyordu... Ve kendime sordum, ''Nasıl bir Tanrı bir yıldız 'öldükten' sonra bile ışıklarının sonsuza dek ışımasına izin verir de, bu imkanı bizim biyo-fotonlarımıza tanımaz?''
Bunlar beni en etkileyen yerlerdi. Bu yüzden sizinle paylaşmak istedim. İlk bölümü bitirdikten sonra dışarı çıkıp hava aldım. Çarşıda gezmeyi planlıyordum. Çarşıya yaklaştığım anda birini gördüm ve kitlenip kaldım.
Satürn'e benzeyen biriydi. Kıvırcık saçlı, kahküllü, saçı omuz hizzasındaydı ve at kuyduğu yapmıştı. Salık halinde omuzlarına kadar geldiğini anlayabiliyordum. Ten rengi aynıydı. 2 yol karşıda, sol çaprazımdaydı ve ne yaptıysam bir türlü yüzünü göremedim. Yanında biri vardı ve ona baktığımı fark ettikten kısa bir süre sonra kız, bana arkasını tamamen döndü. Artık yüzünü görme gibi bir şansım hiç yoktu. Yanından geçmeye ve yüzüne bakmaya bile cesaret edemedim o an.
Tam bu paragrafları okuduktan sonra başıma bunun gelmesi nasıl bir tesadüf? Ne hissetmeliyim, ne düşünmeliyim bilmiyorum. Duygularım çok karışık. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Commentaires