top of page

Satürn #9

25Ekim 2019


Bu sabah ilk kez ondan günaydın mesajı almadan uyandım. Dün gece iyi geceler mesajı atmadan uyuduğunda da garipsemiştim fakat sabah hâlâ mesajımın gitmemiş olması ve günaydın mesajı alamamam tuhafıma gitmişti. Snapchati kontrol ettiğimde bir şey göremeyince ben ordan günaydın mesajı yollayıp okula gittim.


Okul binasından içeri girdiğimde gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Bütün okul bizim sınıf kapısının önündeydi ve büyük bir kaos vardı. Şaşkın gözlerle onlara bakarak koridorda ilerledim. Sınıfta kavga çıktığını sanmıştım fakat kavga varmış gibi görünmüyordu. İnsanları ittirerek içeri girdiğimde herkesin sınıfta bir o yana bir bu yana yürüyerek ağladığını gördüm.


"Ne oluyor ya, bu haliniz ne?"


"Satürn ölmüş."


"Ya saçmalamayın ben dün konuştum, iyiydi. Ne ölmesi?"


Kaşlarımı çatarak sırama oturdum. Şaka yaptıklarını düşünüyordum. Öğretmenler masasında oturan kızın ağlayarak telefonda konuştuğunu fark edince ona odaklandım.


"Arkadaşlar haber doğruymuş. Satürn bu sabah saat 8'de hayatını kaybetmiş."


Duyduklarım beynimin içinde defalarca kez yankılanırken nefesimin kesildiğini hissettim. Oturduğum sıraya sığamadığımı hissettim ve ayağa kalkıp sınıftan çıktım. Angelayla göz göze gelmiştik, sıkıca sarılıp ağlamak istedim ama temastan nefret ettiği için sarılmaktan vazgeçtim. Yerimde duramıyordum, içimdeki acı öyle büyüktü ki çığlık çığlığa bağırmak ve önüme gelen her şeyi kırıp dökmek istiyordum.


Kendimi bahçeye atar atmaz deli gibi tur atmaya başladım. Otururken rahat edemiyordum, hoş yürürkende rahat edemiyordum ya. Benim buradan defolup gitmem gerekiyordu. Burdan çıkıp onun yanına gidip yaşadığına emin olmam gerekiyordu. Telefonumu çıkarıp bahçedeki ağaçlardan birinin dibine oturdum ve annemi aradım. Dudaklarım titriyordu. Annem telefonu açtığında sesim titremeye başlamıştı. "Anne." diyebildim o an. Zaten sesimden bok gibi hissettiğimi anlayıp telaşlanmıştı. Dudaklarımı tekrar araladığımda hıçkırarak ağlamaya başladım. Kalbimdeki acı öyle büyüktü ki konuşamıyordum. Canım yanarken annemle konuşmaya çalışmak her zaman işleri daha çok zorlaştırıyordu. "Anne ne olur müdürü ara çıkayım okuldan. Anne ben burada daha fazla kalamam. Anne..."


"Kızım dur, ne oldu? Niye ağlıyorsun?"


"Anne... Anne Satürn ölmüş. Anne ben burada duramam, çıkar beni buradan. Delirmek üzereyim. Çıkar beni buradan ne olur."


"Ne?"


"Çıkar beni buradan!"


"Tamam ben arıyorum müdürünü."


Telefonu kapattıktan sonra daha çok ağlamaya başladım. Dün olanlar aklıma geldi. Sabah 3 defa günaydın mesajı atmıştı. Sebebini sorduğumda bilmiyorum diyerek gülmüştü. Birlikte ölmek isteyişi, tek başına ölmekten korkması... Her şey zihnimde tekrar tekrar canlanırken içimde biriken acı artmaya başladı. Elim ayağım titriyordu.


Kendime geldiğimde Satürn'ün evine girmek üzereydik. O an ne oldu, ben ne zaman dolmuşa bindim, ne zaman oraya vardım?.. Hiçbir şey hatırlamıyorum. İçeri girdiğimiz an annesinin bağırışlarını duydum.


"Satürnüm sizleri de beni de bırakıp gitti!"


Öyle acıyla bağırmıştı ki acısını iliklerime kadar hissetmiştim. Ruh gibiydim o an. Ağlamaktan gözlerimin kıpkırmızı olduğuna ve yüzümün şiştiğine emindim. Satürn'ün odasına gittim. Herkes sessizce oturuyordu. Boş olan yatağın köşesine oturdum. Herkes bana bakınca tuhaf hissettim.


"Biliyor musun? O yatakta Satürn yatıyormuş."


Alt dudağımı ısırıp yutkundum. Nasıl oldu da tekte onun yatağına oturdum ben? Bilsem kesinlikle oturamayacağım yere girer girmez oturmuştum. Herkes gülümseyerek Satürnle olan güzel anılarından bahsederken etrafı inceledim. Masasının üstünde ona verdiğim satürn kolye duruyordu. Odasında durdukça nefes almakta zorlanmaya başladım. Kalbimde hissettiğim sızıyla dolanıyordum. Ailesinden sonra en çok acı çeken kişi bendim, biliyorum.


Onu son kez görebilme şansım vardı fakat cansız bedenine bakacak cesaretim yoktu. Onun güzel gülümsemesine fazlasıyla alışıkken ifadesiz yüzüne bakamazdım. Onu son kez görebilme şansımı böylelikle elimin tersiyle ittim. Annemin yanına gitmek için dolmuş beklemeye başladım fakat inatla boş oldukları halde beni almadan yola devam etmişlerdi. Kaç tane dolmuş beni es geçti sayamadım.


Onun yürüdüğüne emin olduğum yollarda yürümeye ve denk geldiğim çiçekleri toplamaya başladım. En son bir kelebek kondu elime. Gülümseyerek kelebeğe baktığım an Satürn'ün selası okundu. Tüm gerçeklik yine tokat gibi çarpmıştı bana. Birkaç dakikalık güzel hissim selayı duymamla birlikte yok olmuştu. Sela bittikten sonra gelen boş bir dolmuş beni es geçmeyip aldığında ağlamamak için kendimi zor tuttum.


Bana veda edebilmek için beni oyaladığını hissettim o an. Okunan selası bana vedası gibi olmuştu. Ama ben sevdiğim kıza veda bile edememiştim. Sevdiğim kıza sarılamamıştım. Onunla yapmak istediğim o kadar çok şey varken korkak bir pislik olduğum için hiçbirini yapamamıştım. Saçlarını okşamamı istediğinde reddetmiştim. Sarılmak istediğinde kendimi geri çekmiştim. Benimle dans etmek istediğinde dans etmek için havamda olmadığımı söylemiştim. Ne isterse istesin yapmamak için direnmiştim. Neden? Çünkü korkak bir pisliğin tekiyim ve sebebini bilmediğim bir şekilde herkes benden nefret ediyor. Benden nefret ettikleri için çevremdekilere de zarar veriyorlar. Çünkü ona zarar gelmemesi için korkak gibi sustum. Çünkü ona zarar gelmemesi için bunu yapmak zorundaydım.


Allahım, ölmek isteyen bendim. Neden aldın onu benden? Yeterince acı çekmiyor muydum? Bana böyle şeyler söylediğim için çok mu kızıyorsun? O yüzden mi cezalandırdın beni? Böyle bir ceza çok acımasızca değil mi? Evet belki cehennemde yanmak kadar kötü değil ama... 16 yaşındaki biri için aşık olduğu kişinin ani ölümü fazla ağır değil mi? Ölmemiş olsun lütfen. Şaka desin, çıkıp sarılsın bana. Olmaz mı? Öldüğüne inanmak istemiyorum. Allahım, lütfen onunla olan anılarımı zamanla alma zihnimden. Korkuyorum, onu unutmaktan korkuyorum. Allahım, ne olur alma onu zihnimden. Ne olur alma onu hayatımdan. Ne olur bu acıyla yaşamama izin verme. Eğer illaki o öldü diyorsan beni de al onun yanına. Hem o tek başına korkar. Beni de götür onun yanına, olmaz mı? Hem üşür o, kim sarılıp ısıtacak onu? Onu unutmak istemiyorum. Sesini unutmak istemiyorum. Dokunuşlarını unutmak istemiyorum. Ben onsuz yaşamak istemiyorum, ayrıca ben şuan yaşıyor muyum ki? Zaten aklımı kaybetmek üzereyim, nasıl atlatacağım bu acıyı?

Son Yazılar

Hepsini Gör
Satürn #8

24Ekim 2019 Bugün her zamankinden daha neşeliydi. Yani en azından ben öyle gördüm. Arada morali bozuk gibi görünsede bugün o kadar...

 
 
 
Satürn #7

18Ekim 2019 Bugün okula gitmedim. Eğer gitmezsem Satürn'ü rahat bırakacaklarını düşünmüştüm ama olmadı. Aksine benim yokluğum daha çok...

 
 
 
Satürn #6

17Ekim 2019 Satürn'e olan ilgim gittikçe daha çok fark edilmeye başlandı. Benimle uğraşmayı kesip onunla uğraşmaya başladılar. Boş derste...

 
 
 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

© 2024 by Mezardaki Çiçek and secured by Wix

  • Tumblr
  • Pinterest
  • Spotify
  • Instagram
bottom of page